(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2019/4967 E. , 2019/6775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ile davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 264 ada 1 parsel sayılı 51000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kızılçam koru ve bozuk koru vasfı ile tapuda Hazine adına kayıtlıdır.
Davacı 19/09/2007 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın yaklaşık 14000 m2"lik kısmın ırsen kendisine kaldığını ve bu yerin zeytinlik ve fıstık çamlığı vasfında olduğunu belirterek bu bölümün tapusunun iptali ile adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu parselin 16.10.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 775 m2"lik kısmının ifraz edilerek zeytinlik niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline, (B) ile gösterilen 56.982,69 m2"lik kısmın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2009/12688 - 16632 E.K. sayılı kararıyla "Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmaz kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman sınırları içinde kalması nedeniyle kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kesinleşen ve tapuya bağlanan orman parseli içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK"nın 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.), genel mahkemelerin görevli olduğu gözönünde bulundurulmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Kaldı ki, kabul edilen (A) kısmının bir bölümü yine tahdit içinde kaldığı halde tahdit dışında kalan kısım fazla hesaplanmıştır." gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosya görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, mahkemece yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 05/12/2012 tarihli raporunda ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 775 m2"lik kısmın bu parselden ifrazı ile zeytinlik vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından (B) bölümüne, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından ise davacı adına tesciline karar verilen (A) bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp 1981 yılında kesinleşen 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 05/12/2012 tarihli raporunda ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 775 m2"lik kısmın bu parselden ifrazı ile zeytinlik vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından (B) bölümüne, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından ise davacı adına tesciline karar verilen (A) bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp 1981 yılında kesinleşen 2. madde uygulaması vardır. Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 2007 yılında kesinleşmiştir.
1-Davacının temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece bozma öncesi verilen kararda davanın kısmen kabulü ile dava konusu parselin 16.10.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 775 m2"lik kısmının ifraz edilerek zeytinlik niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 56.982,69 m2"lik kısmın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olup bu hüküm sadece Hazine ve Orman Yönetimi tarafından (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz edilmekle Dairemizin yukarda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile görev yönünden bozulmuş, bozma sonrası yeniden yapılan inceleme sonucu mahkemece aynı şekilde karar verilmiştir. Davacı tarafça ilk hükmün temyiz edilmemesi nedeni ile eldeki dava açısından Hazine ve Orman Yönetimi lehine (B) bölümü yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan davacının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazları bakımından;
Her ne kadar mahkemece davanın kısmen kabulü ile (A) harfli bölümünün davacı adına tesciline, (B) harfli bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının delicelerden aşılanmak suretiyle mi yoksa dikim suretiyle mi yetiştirildiği, eğer delicelerden aşılanmak suretiyle oluşmuş ise bunların aşı yaşlarına dair herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Ayrıca dava konusu olan kısımlar bilirkişi raporlarında ayrı ayrı incelenmemiş, çekişmeli taşınmazın yörede yapılıp kesinleşen orman tahdidine göre konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmemiş, yine taşınmaza ait en eski ve dava tarihinden 15- 20 yıl öncesini gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları keşifte usulünce uygulanmamış, bu belgelerde dava konusu bölümlerin tasarruf sınırları ve imar ihya edilen kısımlarının hangi yıllara denk geldiği belirlenmemiştir.
O halde mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyada yer almalı, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1985-1990 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan bölümlerinin bulunduğunun tespiti halinde dava reddedilmelidir.
Taşınmazın orman sınırları dışarısında kalan bölümlerinin bulunduğunun belirlenmesi halinde bu kez mahkemece getirtilen eski tarihli belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının delicelerden aşılanmak suretiyle mi yoksa dikim suretiyle mi yetiştirildiği belirlenerek eğer zeytin ağaçları delicelerden aşılanmak suretiyle oluşmuş ise bunların aşı yaşları açıklanmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarda birinci bentde açıklanan gerekçelerle davacının temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan gerekçelerle davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (A) bölümüne yönelik BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/11/2019 günü oy birliği ile karar verildi.