4. Ceza Dairesi 2017/19258 E. , 2017/28174 K.
"İçtihat Metni"
Basit yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis, 2.000,00 Türk Lirası ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/166 esas, 2014/389 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden hakkında basit yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk Lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı kararı ile yine tehdit ve hakaret suçlarından hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı ek kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/10/2017 gün ve 94660652-105-34-10032-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2017 gün ve 2017/59366 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Her ne kadar soruşturma aşamasında müştekiye uzlaştırma teklifi yapılmış ise de, söz konusu teklifin yapıldığı tarihte sanığın üzerine atılı hakaret ve basit yaralama suçlarını o tarihte uzlaştırma kapsamında bulunmayan tehdit suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle bu suçların uzlaştırma kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, bu uzlaştırma teklifinin hukuken geçerli olmadığı değerlendirilerek yapılan incelemede: 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1 maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı, yine sanığın tehdit suçu ile birlikte işlediği hakaret ve basit yaralama suçlarının da uzlaştırma kapsamında olduğu gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis, 2.000,00 Türk Lirası ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/166 esas, 2014/389 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden hakkında basit yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk Lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı kararı ile yine tehdit ve hakaret suçlarından hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı ek kararının, 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1 maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı, yine sanığın tehdit suçu ile birlikte işlediği hakaret ve basit yaralama suçlarının da uzlaştırma kapsamında olduğu gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Basit yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında hüküm kurulurken, uzlaştırma işlemlerinin yapılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen kararlarda başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirlmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
5271 sayılı CMK.nun 223/1. maddesinde duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verileceği ve beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararının hüküm olduğu belirtilmiştir. Yine anılan kanunun 231/1. maddesinde duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrasının okunarak gerekçenin ana çizgileriyle anlatılacağı düzenlenmiştir. Anayasanın "hak arama hürriyeti" başlığı ile düzenlenen 36. maddesinde "herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesindeki "adil yargılama" ilkesi de nazara alındığında, sanığa ait mahkumiyet kararı, açıklandığı tarihten itibaren hukuki sonuç doğurmaya başlayacağı için, açıklanması yönünden CMK"nın 231/1-4 maddesinde öngörülen yönteme bağlıdır. Deneme süresi içerisinde suç işlenmiş olması nedeniyle ceza yargılamasının "vasıtasızlık", "alenilik" ve "sözlülük" ilkelerinin de gereği olarak yeniden duruşma açılmasının amacı, oluşan yeni durum karşısında duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanığın bir şekilde haberdar edilmesini ve bu şekilde savunma hakkının kısıtlanmasını önlemektir. Bununla birlikte, duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine karşın duruşmaya katılmaması halinde, önceki savunması ile yetinilerek, hüküm kurulabilecektir.
İncelemeye konu dosyada, sanık ... hakkında, şikayetçi Zeynep Paltacı"ya yönelik eylemleri nedeniyle, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/55231 soruşturma sayılı dosyası üzerinden, Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 106/1-1.cümle, 43/1, 125/1, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde Bakırköy 54. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/166 esas, 2014/389 sayılı kararıyla sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis, 2.000,00 Türk Lirası ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılıp duruşma günü açıklamalı olarak sanığa tebliğ edildikten sonra, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı kararıyla basit yaralama suçundan hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk Lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hakaret ve tehdit suçlarından hükümlerin açıklanmadığının tespit edilmesi üzerine, bu kez yukarıdaki açıklamalara aykırı olarak dosya üzerinden duruşma açılmadan Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/156 esas, 2017/622 sayılı ek kararıyla tehdit ve hakaret suçlarından hükümlerin açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 125/1, 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 7 gün hapis ve 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Ek kararda saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 15/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.