2. Hukuk Dairesi 2017/3302 E. , 2019/2245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile erkek yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hükme karşı, davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince yapılan kanun yolu incelemesi sonucunda, davalı kadının dilekçeler aşamasında "Telefon mesajları, düğün masrafları ve SGK kaydı" dışında delil bildirmediği, davalı kadının, bildirdiği deliller ve davacının delilleriyle "Bağımsız konut temin etmeme, ailesinin müdahalesine tepkisiz kalma ve evin kilidini değiştirme" kusurları dışında davacı erkeğin kusurunu ispat edemediği, erkeğin bu kusurları ve kadının istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurları karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının, davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine, ilk derece mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak davacı erkek lehine manevi tazminata hükmedilmesine, davalı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ise reddine karar verilmiş hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı kadın vekili, süresinde sunduğu 26.12.2015 tarihli ikinci cevap dilekçesi içeriğinde "Müvekkilinin ailesinin bizzat olanlara şahit olduklarını, müvekkilinin yanında arkadaşı ... olduğu halde erkeğin müvekkilini arayarak konuştuğunu, yine müvekkiline yapılan fiziksel şiddeti ve izlerini müvekkilinin kardeşi ..."ın gördüğünü " belirtmiş, süresinde sunduğu tanık listesinde de arkadaşı ..."ü, babası ..."ı, annesi ...’ı, kız kardeşi ..."ı ve erkek kardeşi ..."ı tanık olarak bildirmiş ve bu tanıklar ilk derece mahkemesince dinlenilmişlerdir. Bu durumda davalı kadının süresinde tanık deliline dayandığının kabulü gerekir. Davalı kadın tanıklarının beyanları ve diğer tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davacı erkeğin ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen "Tam bağımsız konut temin etmemesi, davacının annesinin evlilik birliğine aşırı müdahalesine sessiz kalma ve onların sözü ile hareket etmesi, davacının ailesinin çocuğun bakımında özensiz olmaları ve geleneksel davranarak çocuğun hastaneye götürülmesinde ihmalkar ve isteksiz davranmaları, davalı kadının çocuğunu tedavi için hastaneye götürüp evine döndüğünde evine alınmaması, davacının evinin giderlerini karşılamaması, kimi zaman evine gelmemesi, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz davranması ve eşine şiddet uygulaması" şeklindeki kusurlu davranışları yanında davalı kadının da istinaf edilmeyerek kesinleşen
"Davalı kadının eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, onlarla görüşmek istemediği, tehditte bulunduğu, olaylara aşırı tepki verdiği, agresif davrandığı, eşyalara zarar verdiği, eşinden ayrılmasından sonra eşinin iş arkadaşlarını arayarak eşini kötülediği " şeklindeki kusurlu davranışları hep birlikte değerlendirildiğinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde bölge adliye mahkemesince tarafların gerçekleşen bu kusur durumuna göre istinaf incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2019 (Çar. )