4. Hukuk Dairesi 2019/2196 E. , 2019/4569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/06/2016 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkiline ait araca kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiasıyla el konulduğunu, açılan kamu davasında sanık davacının üzerine atılı suçtan beraatine ve el konulan tankerin iadesine karar verildiğini belirterek, bu süreçte davacının aracını kullanamaması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili, oluşan zararda idarenin bir kusuru bulunmadığını, araca mevzuat gereği el konulduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıya ait tankere akaryakıt kaçakçılığında kullanıldığı iddiasıyla 06/05/2002 tarihinde el konulduğu, açılan kamu davasında ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/989 esas ve 709 karar sayılı ilamıyla aracın kaza geçirmesi sonucu vana bölümünün çatladığı ve sızıntının sanık tarafından fark edilememesi nedeniyle taşınan akaryakıtın azaldığı, dolayısıyla akaryakıtın yükleme yeri ile boşaltım yerine ulaştığındaki miktarının farklı olmasında sanığa atfedilebilir bir kusurunun olmadığı ve sanık davacının suç işleme kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraatine ve el konulan aracın sanığa iadesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine de Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 04/12/2007 gün, 2004/19037 esas ve 2007/10187 sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ceza Mahkemesi iade kararının kesinleşmesinin ardından, davacı tarafından aracın muhafaza altına alındığı dönemde oluşan kazanç kaybının tazmini ve manevi tazminat istemiyle, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinde davalı ... aleyhine tazminat davası açılmış, mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş; kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine de
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13/01/2016 gün, 2015/2147 esas ve 2016/230 karar sayılı ilamı ile el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanun"un 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceğinden görevsizlik kararı verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu aşamada, Ağır Ceza Mahkemesi kararı henüz kesinleşmeden davacı taraf, idareye karşı hükmedilen maddi tazminatın tahsili amacıyla icra takibi başlatmış ve davalı idare de talep edilen miktarı faizi ile birlikte davacı alacaklıya ödemiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin görev yönünden bozma kararı sonrasında ise ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince bozma ilamına uyularak, görevsizlik kararı verilmiş ve dosya görevli ve yetkili ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ise dosya tazminat hesabı yapılmak üzere bilirkişi incelemesine gönderilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olmamıştır. Şöyle ki; bilirkişi raporunda zararın hesaplanmasına dayanak yapılan ... Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı yazısında uluslararası nakliye işi yapan bir kamyonun yıllık gelirinin tahmini 10.000,00 TL ile 12.000,00 TL arasında olduğu belirtilmişse de bu rakamın hangi yıla ait olduğu ve net gelir olup olmadığı belirtilmediğinden yapılan hesaplama da tamamen varsayımsal olmuştur.
Şu halde; ilgili Şoförler ve Otomobilciler Odasından davaya konu kamyonetin model yılı da belirtilerek muhafaza altında kaldığı dönemdeki net geliri yıllara göre sorulmalı, şayet net gelir tam olarak belirlenemiyorsa, konusunda uzman bilirkişi tarafından dava konusu tankerin model yılı ve el koyma tarihi dikkate alınarak yaşına göre kaç yıl nakliye işini yapabileceği tespit edilerek, muhtemel gelirinden vergi, yakıt, lastik, bakım, küçük onarım ve benzeri aylık giderleri de tek tek gösterilmek suretiyle düşülerek el koyma ve iade tarihleri arasındaki gerçek kazanç kaybı her yıl için ayrı ayrı hesaplanmalıdır. Gelir kaybına yönelik hesaplama, el koyma tarihinden itibaren ileriye yönelik yapıldığı için de belirlenen aylık gelir kaybına o aydan itibaren faiz yürütülmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.