2. Hukuk Dairesi 2017/3428 E. , 2019/2244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Dava; kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu"nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk lehine dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar hükmedilen aylık 100,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine müteakip 200,00 TL iştirak nafakası olarak her ay davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, davacı kadın lehine dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine müteakip 250,00 TL yoksulluk nafakası olarak her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine davacı kadın lehine 7.500,00 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 01.11.2016 tarihli bu karar taraflarca istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı kadının "İştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarına" yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu konularda yeniden eda hükmü oluşturulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği halde, esastan reddine karar verilen bu kısımlar yönünden yeniden eda hükmü kurulması doğru değil ise de bu husus tekrar yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yönlerden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 2. bendinden sonra gelen a, b, c, ğ, h, ı, i ve j bentlerinin tamamen çıkarılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 06.03.2019 (Çar. )
KARŞI OY YAZISI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-3 maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir
Bu itibarla somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesine uygun karar verildiğinden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.