4. Hukuk Dairesi 2018/5019 E. , 2019/4565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat... tarafından, davalı ... aleyhine 30/04/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/01/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Mahkeme gerekçeli kararında, dava tarihinin 30/04/2010 olarak yazılması gerekirken, 04/03/2016 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle, bozma sebebi yapılmamıştır.
Dava, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekili, 5233 sayılı Kanun kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve beyanı üzerine kendisine ödemeler yapıldığını, ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığının tespit edildiğini belirterek haksız ve yersiz ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, idare ile sulhname imzalandığına göre davalıdan talepte bulunulamayacağını, davalının beyan ettiği ev, ahır ve müştemilatın mülkiyet ve zilyetliğinin davalıya ait olduğunu terör eylemleri nedeniyle köy boşaltılınca da mal varlığına ulaşamadığını ve yapılan ödemelerin davalının zararları karşısında eksik dahi kaldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın, Dairemizce 14/12/2015 gün, 2015/14840 esas ve 2015/14604 karar sayılı ilamla eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmasının ardından yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, kanunun amacının terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi olduğu açıklanmış, 7. maddesinde ise terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlarının Devletçe karşılanacağı düzenlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının, terör olayları nedeniyle köyünün boşaltılmasından dolayı kendisine ait ev ve müştemilatına uzun süre ulaşamaması nedeniyle
zarar gördüğü iddiası ile zarar tespit komisyonuna başvurarak tazminat talebinde bulunduğu ve davalının beyanları esas alınarak idarece, imzalanan sulhname kapsamında davalıya tazminat ödendiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere davalının tazminat talep edebilmesi için, zarar gören olması yeterli olup üzerine kayıtlı taşınmaz mal varlığı bulunması gerekmemekte ise de zilyetlik konusunda ayrıntılı şekilde araştırma yapılması gerekmektedir. Somut davada, özellikle davalının sanık olarak yargılandığı ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/127 esas ve 2015/134 karar sayılı dosyasında vermiş olduğu ifadesinde "...tüm köy tarafından Av. ..."a vekâlet vermiştik, avukatım parayı aldı ve bana 12.000,00 TL - 13.000,00TL parayı elden verdi, terör nedeniyle boşaltılan ... Köyünde bulunan babamdan kalan 30 dönüm arsa ve ayrı bir taşınmaz üzerinde bulunan dört gözlü evden oluşan taşınmazı gösterilmiş, ancak ben bu kadar taşınmazı gösterin dememiştim, kimin gösterdiğini bilmiyorum..." şeklinde beyanda bulunduğu da gözetilmeksizin, zilyetlik konusu usulünce araştırılmadan, davalının dört gözden oluşan betonarme evi olduğu kabul edilerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile ev için yapılan ödemenin de yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA 14/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.