2. Hukuk Dairesi 2019/1243 E. , 2019/2242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, tazminatlara uygulanan faiz başlangıç tarihleri ile kadının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden, davacı kadın tarafından ise; katılma yoluyla; tazminatların miktarı ile boşanmanın fer"isi niteliğinde olmayan maddi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Davacı kadının katılma yolu ile temyizi yönünden;
Hüküm, davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, diğer taraf vekili de, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuştur (HUMK m. 433/2). Hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafın, temyize cevap dilekçesindeki temyiz itirazlarının incelenebilmesi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gün içinde cevap verilmesi halinde mümkündür (HUMK. m. 433/2). Aksi halde, süresinden sonra verilen cevap dilekçesindeki temyiz itirazları dikkate alınamaz. Davalının temyiz dilekçesi, diğer tarafa 28.05.2018 günü tebliğ edilmiş; karşı taraf, hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini, yasal on günlük süreden sonra 12.06.2018 günü vermiştir. Bu durumda davacının katılma yoluyla temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda ve buna uygun düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "30.425,00 TL ziynet eşyası alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmuş, ancak iadesine hükmedilen ziynetlerin cins, nitelik, ayar, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı yazılmadığı görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin (2). fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında: açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alman eşyanın cins, nitelik, ayar, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı kadının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre erkeğin ziynet alacağı davasının esasına yönelik sair temyiz itiazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2019(Çrş.)