2. Hukuk Dairesi 2017/5092 E. , 2019/2236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Dava; kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu"nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk lehine dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesini müteakip iştirak nafakası olarak her ay davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, davacı kadın lehine dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesini müteakip yoksulluk nafakası olarak her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine davacı kadın lehine 30.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 29.12.2016 tarihli bu karar davalı erkek tarafından; hükmün tamamına yönelik olarak istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davalı erkeğin "Kişisel ilişki düzenlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına" yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu konuda yeniden eda hükmü oluşturulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin sair istinaf başvuruları yerinde görülmediği halde yerinde görülmeyen istinaf talepleri hakkında "Sair istinaf istemlerinin reddine" karar verilecek yerde bu kısımlar yönünden yeniden eda hükmü kurulması doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yönlerden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 2. bendinden ilk paragrafın ve bölge adliye mahkemesi hükmünün A, B, D, E, I, K, L, M, N ve O bentlerinin tamamen çıkarılmasına, 2. bent ilk paragrafı olarak "Davalı tarafın istinaf talebinin HMK m.353/1-b/2 maddesi gereğince tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, diğer taleplerinin reddine" cümlesinin yazılmasına "Davalı erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine" hükmünün eklenmesine, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 06.03.2019(Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-3. maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Bu itibarla somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b-2. maddesine uygun karar verildiğinden sayın çoğunluğun düzeltilerek onanma görüşüne katılmıyorum.