15. Hukuk Dairesi 2020/2182 E. , 2021/2972 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak, sözleşme hükümsüzlüğünün tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davalı S.S. Cankasap Konut Yapı Kooperatifi vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davacı 3M Mühendislik İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti. duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı kooperatif vekili Avukat .... ile asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirket vekili Avukat ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici şirket tarafından açılan asıl dava ile birleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/30 Esas ve Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/145 Esas sayılı dosyalarında iş bedeli alacağının tahsili, iş sahibi kooperatif tarafından açılan birleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/368 Esas sayılı dosyasında ise taraflar arasındaki sözleşmenin batıl olduğunun tespiti ile iptâline karar verilmesi istenmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davaların kabulüne, birleşen 2009/368 esas sayılı davanın reddine dair verilen karar asıl ve birleşen 2009/30 ve 2010/145 esas sayılı davalarda davalı ve birleşen 2009/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatif vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda davalı ve birleşen 2009/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatif vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Taraflar arasında 13.09.2004 trihli “İnşaat Yapım Mukavelesi” başlıklı sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin “İş başında bulunma süresi ve ödenecek ücret konusu” başlıklı kısmında “Adı geçen inşaat 3M Mühendislik İnşaat Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yürütülecektir. İnşaatın devamı ve sürekliliği için yüklenici firma lüzumlu malzeme listesini yönetim kuruluna verecektir. Yönetim kurulu bizzat kendileri bu malzemeleri alacak veya temin edecek inşaat mahalline indirip inşaat bekçisine teslim edecektir. Bu şekilde işin akışı sağlanacaktır. Bu sözleşmeye ait yapılan hizmet karşılığı olarak yüklenici inşaat firmasına yapılan harcamanın KDV hariç %10’u (yüzde onu) ödenecektir. Her ödemede ödenen miktarın KDV’si de yüklenici firma adına ayrıca ödenecektir. Ödemeler aylık harcama ve imalat miktarına göre her ayın sonunda yapılacaktır. Bu ödemeler yapılmadığı takdirde mukavele hükümlerine göre yüklenici firma tazminat hakkını kazanmış olacaktır. Bu hüküm taraflarca şimdiden kabul edilmiştir.” hükmüne yer verilmiş, “İnşaat İçin Yapılacak Masraflar” başlıklı kısımda ise “inşaat işin yapılacak masraflar vergi, resim, sigorta primleri, malzemeleri, işçi ve taşeron ücretleri, bu işçilerin sigorta primleri, vergi ve rüsumları gideri tamamen kooperatife aittir. Kooperatife gelecek her türlü resim, harç, sigorta ve kanuni para cezaları kooperatif tarafından ödenecektir. Yüklenici firmanın hiçbir sorumluluğu yoktur. Herhangi bir yangın, zelzele, su baskını gibi tabi afetler vukuunda kooperatif sorumludur.” hükmüne ve yine “Çeşitli Hükümler” başlıklı kısmında ise “firmaya ödenecek hakedişin içerisine proje giderleri, banka masrafları, sigorta primleri giderleri ve cezaları dahil edilmeyecektir. Hakedişin dışında tutulacaktır.” hükmü yer almıştır.
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde davacının 2005, 2006 ve 2007 yıllarında sözleşme uyarınca doğan alacaklarının davalı tarafından ödenmediğini, “Bilançolar ve kooperatif giderleri üzerinden yapılacak incelemelerde, harcama değerlerinin ve dolayısı ile davacının dava konusu döneme ait alacağının tespiti ve davacıya yapılmış ödemelerin düşülmesi ile net alacak değerinin belirleneceğini” belirterek 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait davacı alacaklarından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin, birleşen 2009/30 esas sayılı davada sözleşme hükümleri uyarınca 2008 yılında doğan alacakları için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin ve birleşen 2010/145 esas sayılı davada ise yine sözleşme hükümleri uyarınca 2009 yılında doğan alacağı nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 7.500,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
İş sahibi kooperatif vekili, asıl davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde, yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan alacağının 27.600,00 TL olduğunu belirterek davayı bu miktar üzerinden kabul etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 03.05.2012 tarihli bilirkişi raporu ve bu rapora ek olarak alınan raporlarda, dava konusu binaların ilk yapı ruhsatının alındığı 1997 yılı ile inşaatın ikmal tarihi olan 2009 yılları arasındaki IV. Sınıf A grubu yapıların yapı yaklaşık maliyetleri kapsamında m² rayiç bedellerinin ortalaması üzerinden toplam inşaat maliyet bedeli 4.274.887,02 TL olarak belirlenmiş, bu bedelden proje, fenni mesûl, SGK primleri ve KDV tutarı toplamı 297.595,66 TL düşüldükten sonra kalan 3.977.291,36 TL’nin %10’luk miktarı olan 397.729,13 TL takip ücreti bedeli olarak hesaplanmış, bu bedele %18 KDV eklenip yüklenicinin almış olduğu ödeme tutarı olan 82.333,00 TL mahsup edilerek yüklenicinin toplam alacağının 386.917,37 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkemece davacı vekilinin 28.02.2019 tarihli dilekçesinde “işin %11,99’luk kısmının sözleşme öncesi yapıldığı, tüm işin 469.320,37 TL olması nedeniyle bu orana 56.311,88 TL"nin isabet ettiği” şeklindeki beyanı esas alınarak 386.987,37 TL’den 56.311,88 TL düşülerek davacı alacağı 330.675,49 TL olarak kabul edilmiş ve bu miktar yine davacı vekilinin 28.02.2019 tarihli dilekçesindeki beyanları doğrultusunda asıl ve birleşen 2009/30 ve 2010/145 esas sayılı davalardan hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
Davacı yüklenici vekili, asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda, dava dilekçelerinde “kooperatif harcamalarının gözükeceği 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılarına ait kooperatif defter ve kayıtları ile bilançolarını” delilleri arasında göstermiştir. Mahkemece hükme esas bilirkişi asıl ve ek raporlarında yapılan hesaplamalar afaki olup hüküm tesisine elverişli değildir. Taraflar arasındaki 13.09.2004 tarihli sözleşmede yüklenici alacağının hesaplanma yöntemi gösterilmiş olup asıl ve birleşen davalardaki yüklenici alacaklarının bu hesaplama yöntemine göre belirlenmesi gerekir.
O halde mahkemece, yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davacı vekili de açtığı asıl ve birleşen dava dosyalarında delil olarak dayandığından, 13.09.2004 ile 31.12.2009 tarihleri arasındaki davalı kooperatif defter ve kayıtları baz alınarak sözleşme uyarınca inşaat için yapılan harcama ve imalat miktarı bulunup, sözleşmenin az yukarıda yer verilen hükümlerine göre davacı alacağının bilirkişilere hesaplattırılması, davacı yüklenicinin 02.01.2013 tarihli dilekçesindeki ödeme miktarı konusundaki kabulüde gözetilerek davacıya yapılan ödemelerin tespiti, yine davalı iş sahibi kooperatifin asıl davaya cevap dilekçesinde 27.600,00 TL davacı yükleniciye borçlu olduklarını kabul ettiğinin gözönünden bulundurulması, rapora itiraz edildiği takdirde itirazların giderilmesi için ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda davalı, 2009/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatifin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda davalı, 2009/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatif yararına BOZULMASINA, 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı dosyalarda davacı ve birleşen 2009/368 esas sayılı davada davalı olan yüklenici şirketten alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda davalı, 2009/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatife verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 24.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.