16. Hukuk Dairesi 2016/6636 E. , 2019/3228 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi Kemerli Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 178 ve 179 parsel sayılı sırasıyla 372.677,29 ve 529.130,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve 134 ada 178 sayılı parsel tespitteki gibi, 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz ise hükmen 498.192,63 metrekare yüzölçümü ile tescil edilmiştir. Davacı ... ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve eşit paylarla adlarına tescil istemiyle dava açmışlar, bilahare dava dosyası yetkisizlik kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Yargılama sırasında 134 ada 178 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırma nedeniyle ifrazen 134 ada 192, 193 ve 194 parsel numaralarını almıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."ın 13.03.2015 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 10.779,21 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptaline, ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... ..., (A) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 11.098,35 metrekarelik kısım ile aynı rapora ek krokide (B) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 5.166,30 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tesciline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, çekişmeli 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ek krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek bu bölümler yönünden davanın kabulüne; hüküm yerinde fazlaya ilişkin taleplerin reddine şeklinde açıkladığı dava konusu olan aynı rapora ek krokide (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerin imar-ihya edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece 18.11.2013 tarihinde yapılan keşfe katılan ziraatçı bilirkişi Yakup Akgül tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda, çekişmeli 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde uzun yıllardır tarım yapıldığı, tarım arazisi niteliğinde olduğunun belirtildiği, mahkemece 27.02.2015 tarihli keşfe katılan ziraatçı bilirkişi Faik Tekin tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda ise aynı harflerle gösterilen (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin sınırlarının 20 yıldan fazla süredir belirgin olduğu, imar-ihya edildiği ve tarım arazisi oldukları; (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerinde ise imar-ihya yapılmadığı belirtilmiştir. Dosyada aynı taşınmaza yönelik, taşınmazın niteliği hususunda birbiri ile çelişen ziraatçı bilirkişi raporları bulunmasına rağmen mahkemece bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınmamıştır. Öte yandan, dava konusu 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz üzerinde de keşif yapıldığı halde, fen bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz bölümleri gösterilmediği gibi ziraat bilirkişi raporlarında da bu taşınmaz yönünden inceleme yapılmamış, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince davacıların aynı çalışma alanında belgesizden kesinleşen taşınmazların olup olmadığı yalnızca ilgili Tapu Müdürlüğünden sorulmuştur. Ayrıca taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı belirlemenin en iyi yolu hava fotoğrafları incelenmesi ise de bu yöntemden uygun bir biçimde yararlanılmamış; taşınmazın niteliğini belirlemede yetersiz olan 1972 tarihli hava fotoğrafının incelenmesi ile yetinilmiştir. Oysa sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilerek bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla dava konusu tüm taşınmaz bölümleri üzerinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki ziraatçı bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince davacıların aynı çalışma alanında belgesizden kesinleşen taşınmazların olup olmadığı Yazı İşleri Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden de sorulmak suretiyle, belgesiz kazanım miktarı belirlenmeli, gerekiyorsa davacılara seçimlik hakları tanınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; (A) ve (B) bölümleri yönünden kabul kararı verilen yüzölçümü miktarı ile hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda belirtilen yüzölçümü miktarlarının birbiriyle uyumlu olmadığı gibi (A) bölümü hakkında ifraz krokisi alınmaksızın ikiye bölünerek davacılar adına ayrı ayrı tesciline karar verilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.