Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/28692
Karar No: 2015/30662

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/28692 Esas 2015/30662 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/28692 E.  ,  2015/30662 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davacı ve davalı şirket avukatları tarafından temyiz edilmiş ve davalı ........ tarafından duruşma talep edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davalı ................ yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalı ... yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalı ................ vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin ve davalı ................vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının birinci çalışma döneminde, işe giriş tarihinin 28.11.2005 olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, dosyaya sunulan bir kısım işyeri kaydında davacının ilk işe giriş tarihi 28.11.2006 şeklinde gösterilmiştir. Hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden de, davacının, davalı işveren şirkete ait “....” tescil numaralı işyerinde çalışmaya başladığı tarihin 28.11.2006 şeklinde kayıtlı olduğu, 28.11.2005-28.11.2006 tarihleri arasında ise, sırasıyla ..... ve .... tescil numaraları işyerlerinden aralıklı çalışmaların kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen ... ve ... tescil numaraları işyerlerinin hangi işverene ait olduğu hususunda dosya içeriğinde bilgi ve belge yoktur. Anılan sebeple, hizmet döküm cetvelinde kayıtlı ... ve .... tescil numaraları işyerlerinin hangi işverene ait olduğunun Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan sorulması ve davalı işverenle ilgisinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, bu yönde bir işlem tesis edilmeden işe giriş tarihinin yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olmuştur.
    3-Mahkemece, davacının birinci çalışma döneminin sonunda kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödendiği ve işverenin ibra edildiği gerekçesiyle, bu döneme ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan, birinci çalışma dönemine ilişkin ibranamede, davacıya 5.173,52 TL kıdem tazminatı ve 1.511,37 TL ihbar tazminatı ödendiği yazılı olup, söz konusu ibraname işçi imzasını taşımaktadır. İbranamede belirtili kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi toplamı olan 6.684,89 TL, davacının banka hesabına 02.05.2012 tarihinde yatırılmıştır. Davacı vekili, müvekkili işçinin, işverenin hilesine maruz kaldığını, işverenin muhasebecisinin elinde işçinin banka kartının bulunduğunu, bankaya yatırılan tutarın kısa bir zaman dilimi içerisinde işverence geri çekildiğini, bu olay sebebiyle davacının şikayetinin engellenebilmesi amacıyla da işçinin yeniden işe alındığını iddia etmiştir.
    Dinlenen davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgisi bulunmamakta olup, beyanlarında davacının tazminatlarının, işverence banka hesabına yatırılıp sonra çekildiğini duyduklarını ifade etmişlerdir.
    Banka hesap dökümlerinin incelenmesinden, 02.05.2012 tarihinde saat 17:04"de, kıdem ve ihbar açıklamasıyla 6.684,89 TL"nin davacının banka hesabına işverence yatırıldığı, yine aynı tarihte saat 17:24"de ise, 6.685,00 TL"nin davacının banka hesabından, dava dışı ...... isimli şahsın hesabına “borcum olan” açıklamasıyla havale edildiği anlaşılmaktadır. Türkiye İş Bankasının 31.01.2014 tarihli cevabi yazısında, 6.685,00 TL"lik havalenin bankamatik aracılığıyla yapıldığı bildirilmiştir.
    Davalı şirket yetkilisinin, Savcılıkça alınan 25.10.2013 tarihli ifadesi içeriğinden, ......... isimli şahsın davalı şirketin muhasebecisi olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı işçi, ceza soruşturmasında alınan ifadesinde, işveren firmanın muhasebecisi olan ........."ın, hesabın kapatılacağını bahane edilerek İş Bankası maaş kartını elinden aldığını, kendisinin bilgisi dışında para yatırılıp tekrar çekildiğini, aynı uygulamanın işyerinde çalışan ............ isimli bir başka işçiye de yapıldığını beyan etmiştir. Dava dışı ............, kolluk birimince alınan 03.06.2013 tarihli ifadesinde bu durumu doğrulamıştır. Dairemizin 2014/27860 esas sayılı dosyası içeriğinden, ............ isimli işçinin de, davalı şirkete karşı dava açtığı, davasında benzer bir uyuşmazlığın söz konusu olduğu, şahsın banka hesabına tazminat ödemesi yapıldıktan kısa süre sonra, bankamatik havalesi yoluyla ........."ın hesabına, “borcuma istinaden” açıklamasıyla havale işlemi gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, davalı işveren şirketin, ibranamede yazılı kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarını davacının banka hesabına yatırdığı, yatırılan tutarı yaklaşık yirmi dakika sonra, işçinin banka kartını elinde bulunduran muhasebecisi ......... vasıtasıyla bankamatik aracılığıyla hesaba havale yöntemiyle geri aldığı, ......... isimli şahsın işveren adına hareket ettiği sabittir. Bu hileli işlemlerle kayden ödeme yapılmış gibi gösterilmiş ise de, gerçekte ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeplerle, mahkemece, birinci çalışma dönemine ilişkin davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığının kabulü hatalı olmuştur.
    3-Mahkemece, davacı tanıkları anlatımları esas alınarak, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmış ise de, tanıkların davalıya ait işyerindeki çalışma süresi ve dolayısıyla davacının çalışma şartlarını bilmelerinin mümkün olduğu süre değerlendirilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, tanıkların hizmet döküm cetvelleri celp edilerek incelenmeli ve davacının çalışma şartlarını bilmeleri mümkün olduğu süre tespit edilerek değerlendirme yapılmalıdır.
    Diğer taraftan, dava dilekçesinde yedek şoför olduğunda hafta tatili izninin kullandırıldığına yönelik açıklama mevcut olup, mahkemece dava dilekçesindeki söz konusu açıklamanın nazara alınmadan davacının tüm hafta tatillerinde çalıştırıldığının kabul edilmesi de hatalı olmuştur.
    4-Mahkemece, ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı gerekçesiyle, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarında ıslah ile artırılan miktarlar yönünden faiz işletilmemesine karar verilmiştir.
    Davacının ıslah dilekçesi ile dava konusu alacak miktarını artırmak suretiyle dava dilekçesini kısmen ıslah ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kısmi ıslahta, dava dilekçesinin sadece miktar yönü düzeltilmiş olup, dava dilekçesinin diğer kısımlarının geçerli olduğunun kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinin faiz ile ilgili kısmı ıslahla artırılan miktar için de geçerlidir. Davacının faiz talebini ıslah dilekçesinde tekrar etmesinin anlamı yoktur. Aksi halde dava dilekçesinin miktar dışındaki tüm unsurlarına ıslah dilekçesinde de yer verilmesi gerekir ki, kısmi ıslahta bunun gereksizliği ortadadır.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmuş olup, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz talebinin bulunması gerekli değildir. Mahkemece bu yönün nazara alınmadan, ıslah dilekçesinde faiz talebinin bulunmaması gerekçesiyle, ıslahla artırılan miktara faiz işletilmemesine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi