Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlu vekilinin temyiz istemi yerinde görülmediğinden REDDİNE;
2-Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı tarafından 10.3.2008 vade tarihli 44.051,26 USD bedelli bonoya dayanılarak borçlu E.K. aleyhine başlatılan takibe ilişkin olarak takip konusu bononun garanti sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiğini ileri sürmüş mahkemece bu iddia kabul edilip, takibin  iptaline karar verilmiştir.
Borçlu tarafından şikayete konu yapılan 14.11.2007 tarihli garanti sözleşmesi tarafların kabulündedir. Sözkonusu sözleşme incelendiğinde alacaklı şirketin mallarının satılması amacıyla borçlunun garantör sıfatıyla sözleşmede yeraldığı, 23.12.2007 tarihli 82056 seri nolu malın garantör tarafından alınıp satıldığı bunun bedelinin ise 4405128 USD olduğu ve bedelinin de borçlu tarafından ödenmediğinin kabul edildiği, sözleşmede açıkça belirtilmiştir.
Takip konusu bononun ödenmediği belirtilen malın karşılığı olarak ödenmesi iamacıyla düzenlendiği, kaldı ki malın teslim edildiği de borçlu tarafından kabul edildiğinden senet ödemeye aracı olarak verilmiştir.
Hernekadar sözleşmede doğan zararların karşılanmak üzere garanti amacıyla denilmiş ise de fatura bedeli karşılığı olduğunun kabul edilmesi karşılığında senet bu haliyle teminat senedi olarak kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece borçlunun teminata ilişkin şikayetinin reddi ile diğer itirazlarının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken senedin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptali doğru değildir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentde yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.