Esas No: 2017/6312
Karar No: 2021/4075
Karar Tarihi: 23.09.2021
Danıştay 8. Daire 2017/6312 Esas 2021/4075 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/6312
Karar No : 2021/4075
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Öğretim görevlisi olan davacının akademik çalışmaları sonucunda kaleme aldığı ve Sivas İli, … Mahallesi …. Sokak … Apartmanı No :… adresinde ikametgahının altındaki otoparkta depoladığı on beş bin adet kitabın davalı idareye bağlı kanalizasyon ekipleri tarafından dikkatsiz, tecrübesiz ve kontrolsüz tamir ve tadilatlar yapıldığından bahisle 04.09.2015 tarihinde meydana gelen pis su baskını sonucu yok olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası ile 107.655,00-TL maddi hasarın tespit ettirildiği, su basması nedeniyle makale, seminer ve konferans notlarının da yok olduğu, yurt içinde veya yurt dışında bu notları tekrardan hazırlamasının çok uzun zaman alacağı, bu sebeple davacının çok büyük üzüntü ve elem yaşadığıdan bahisle 107.655,00-TL maddi 20.000,00-TL manevi olmak üzere uğradığı zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K: … sayılı kararda; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 28.11.2016 tarihli bilirkişi raporu da hükme esas alınarak, olay tarihinde meydana gelen su baskının genel olarak çevreye genel etki edecek büyüklükte bir baskın olmadığı, davacının bulunduğu apartman dışında hiçbir apartmanı etkilemediği, apartmanın garaj kapısına yapılan ızgara imalatı yetersiz olduğu gibi ızgara bağlantısının da imar mevzuatına ve projeye aykırı olduğu, bu haliyle doğal yollarla dahi garajın su ile dolabileceği, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununu 4. maddesi, 3194 sayılı İmar Kanunun 37. maddesi ve Otopark Yönetmeliğinin 8. maddesi uyarınca otopark alanlarının başka amaçlarla kullanılamayacağı hükümleriyle birlikte değerlendirildiğinde davacının iddia ettiği zararın kamuya yüklenmesinin hakkaniyete aykırılık oluşturacağı, dolayısı ile meydana gelen zararla idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığından ortada idare hukuku ilkelerine göre idare tarafından tazmini gerekli bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, kanalizasyon borusunun birden fazla kez onarılmasına rağmen belediye ekiplerinin gitmesinin akabinde gece tekrar patlaması nedeniyle dava konusu zararın meydana geldiği, binada mimari projeye aykırılık olmasına rağmen yapıya ruhsat ve izin verenin davalı idare olduğu, otoparka kitap istiflenmesi bir kusur sebebi olsa bile bu durumda davacının kusuru ile davalı idarenin kusurunun oransal olarak belirlenmesi gerektiği, davacının akademisyen olduğu, yok olan kitapların bizzat kaleme alındığı, manevi zararın meydana geldiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, iddia konusu olayla ilgili başka şahıslarca yapılmış bir şikayetin bulunmadığı, davacının otoparka tahsis amacı dışında kitap depolamış olması nedeniyle zararın meydana geldiği, bu itibarla davacının asli ve tam kusurlu olduğu, öte yandan su ve kanalizasyon borularının herhangi bir noktasında meydana gelecek arızanın önceden tespit edilerek giderilmesinin mümkün olmadığı, ruhsata aykırı bir yapıya ilişkin sorumluluğunun da yapı denetim firmasına ait olacağı, ayrıca binaya ruhsat verilmesinin otoparkın amacı dışında kullanılmasını gerektirmeyeceği, otoparkın garaj kapısında bulunan ızgaranın yetersiz olması nedeniyle şiddetli bir yağışta da aynı zararın meydana gelebileceği, hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden, 04.09.2015 tarihinde su şebekesinin patlaması sonucu suyun yol yüzeyine çıkarak biriktiği, apartman önünde biriken suyun yol seviyesinden aşağıda olan apartman otoparkına 30 cm yükseklik oluşturacak şekilde dolduğu, davacının ikametgahının altındaki araç otoparkına depo ve istif ettiği kitaplarının zarar gördüğü, … Sulh Hukuk Mahkemesi'nin … D.İş sayılı dosyası ile maddi hasarının 107.655,00-TL olarak tespit edildiği, 22.10.2015 tarihinde zararın ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurulduğu, başvurunun … tarih ve … sayılı yazıyla reddedilmesi üzerine bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinde "İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü yer almaktadır.
5393 sayılı Belediye Yasasının "Belediyenin görev ve sorumlulukları" başlıklı 14. maddesinin (a) fıkrasında; " Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır." hükmüne yer verilmiştir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun "Ortak yerler" başlıklı 4. maddesinde; "Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu Kanun gereğince her halde ortak yer sayılır.a) Temeller ve ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar,tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler ,asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lâvabolar ,kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar,kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo vetelevizyon için ortak şebeke ve antenler; sıcak ve soğukhava tesisleri,c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer)konusuna girer." hükümleri yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 1. maddesinde; "Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.' hükmüne, 21. maddesinde; "Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir.", 30. maddesinde; "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik bürolarından; 27 nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 28. maddesinde ise; "Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve eklerinin düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygulamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre, uzmanlık alanlarına uygun olarak 38 inci maddede belirtilen meslek mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmekten sorumludur. Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet,
ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir." kuralı yer almıştır.
3194 sayılı İmar Kanunun "Otoparklar" başlıklı 37. maddesinde; "İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçlar gözönünde tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılır. Otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislere lüzumlu otopark yeri tefrik edilmedikçe yapı izni, otopark tesis edilmedikçe de kullanma izni verilmez. Kullanma izni alındıktan sonra otopark yeri, plana ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez. Bu fıkra hükmüne aykırı hareket edildiği takdirde ilgili idarece yapılacak tebligat üzerine en geç üç ay içerisinde bu aykırılık giderilir. Mülk sahibi tebligata rağmen müddeti içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaz ise, belediye encümeni veya il idare kurulu kararı ile bu hizmet ilgili idarece yapılır ve masrafı mal sahibinden tahsil edilir." hükmü bulunmaktadır.
Otopark Yönetmeliği'nin 8. maddesinde ise, "Yapı kullanma izni alındıktan sonra otopark yerleri plan ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak başka amaçlara tahsis edilemez. Belediyeler, bina otoparklarının kullanımını engelleyici her türlü ihlalleri önlemekle yetkili ve görevlidirler. Aksi uygulamalarda İmar Kanununun ilgili hükümleri uygulanır" hükümleri yer almaktadır.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, 3. maddesinde ise, bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşlarının imar mevzuatı uyarınca öngörülen fenni mesuliyeti ilgili idareye karşı üstleneceği, yapı denetim kuruluşlarının, denetçi mimar ve mühendislerin, proje müelliflerinin, laboratuvar görevlilerinin, yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumlu oldukları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, uyuşmazlığın niteliği teknik inceleme gerektirdiğinden İdare Mahkemesi'nce yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 28.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; zararın meydana geldiği otoparka kaldırımdan itibaren üç metre genişliğinde bir rampa ile inildiği, bodrum katta yer alan otoparka dışarıdan su girişini engelleyecek olan imalatın, kapı boyunca imal edilmesi gereken su kanalı ve bu kanalı kapatan ızgaralı drenaj kapağı olduğu, mimari projede giriş kapısı altında boydan boya kapı genişliği kadar ızgaralı drenaj kapağı öngörülmesine rağmen ızgaranın kapı hizasında olmaması nedeniyle rampadan akabilecek suların binaya girişine engel olacak konumda bulunmadığı, burada bir yapım hatasının mevcut olduğu, rampanın üzerinin atmosfere açık olması nedeniyle kar ve yağmur suları ile herhangi bir nedenle rampadan aşağıya
inecek olan yüzey sularının projesine uygun olmayan tasarım hatası nedeniyle otoparkı su basabileceği, sonuç olarak bodrum katın otopark girişinin mimari projesine uygun inşa edilmediğinin belirtildiği görülmektedir.
İdareler kural olarak yürüttükleri kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdürler. İdari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Bir başka anlatımla, kamu idareleri, yürüttükleri hizmetin işleyişini sürekli kontrol etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün tam ve gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle doğan zararların, hizmeti yürütmekle yükümlü bulunan idare tarafından tazmini gerekmektedir.
İdare, yasalarla kendisine görev olarak verilen kamu hizmetlerinin ifasında önce gerekli teşkilatı kurmak; bu teşkilatın ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarını hizmete hazır tutmak, hizmetin ifası sırasında hizmetin zamanında ve gereği gibi işlemesini devamlı olarak gözetmek ve hizmetin işleyişini kontrol etmek zorundadır. Gerek hizmetin ifası sırasındaki ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarının temin ve ifasındaki kusur, gerekse temin edilen bu araçlarla ifa olunan hizmetin geç işlemesi, gereği gibi veya hiç işlememesi; idareye zarar gören kimselerin bu nedenlerle doğan zararlarını tazmin sorumluluğunu yükler.
Ancak, ortada tazmini gereken zararın bulunmaması, zararın zarar gören kişinin veya üçüncü kişinin eyleminden doğması, mücbir sebeplerden kaynaklanması, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulamaması, idare hukukuna özgü tazmin nedenlerinin bulunmaması gibi durumlarda idarenin tazmin yükümlülüğü ortadan kalkar.
Yukarıda yer verilen Yasa maddeleri uyarınca, davalı idarenin belediye sınırları içerisinde su ve kanalizasyon hizmetini yerine getirmek görev ve sorumluluğunun bulunduğu; yine, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak konusunda, asli görev ve yetkinin davalı idarede olduğu ve idarenin bu görevlerini yerine getirmesi hususunda gerekli denetim, gözetim, yaptırım uygulama gibi yükümlülüklerinin bulunduğu açık olmakla birlikte, yapı denetimi konusunda yapı denetim kuruluşlarının, denetçi mimar ve mühendislerin, proje müelliflerinin, laboratuvar görevlilerinin ve yapı müteahhidinin, yapının ruhsata aykırı, eksik ve hatalı yapılmasından kaynaklanan hasardan dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumlu oldukları öngörülmüştür.
Uyuşmazlıkta, Mahkemece yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, davalı belediyenin sorumluluğunda bulunan su borusunun patlaması sonucu biriken suyun davacının ikametgahının bulunduğu apartmanın otoparkına girerek buraya depolanmış kitaplarına zarar verdiği, otoparkın girişinde bulunan ızgaranın mimari projesine uygun şekilde yapılmaması nedeniyle otoparka girecek suları engelleyecek konumda bulunmadığı, binaya davalı idarece yapı ruhsatı ve yapı kullanma izninin verildiği görülmektedir.
Olayda; davacının, kitaplarını su basan otoparka depolayarak bahse konu yeri amacı dışında kullanması nedeniyle zararın meydana gelmesinde kusurlu davrandığı açıktır.
Bununla birlikte, sorumluluğunda bulunan patlayan su borusunun bakım ve onarımı hizmeti yönünden ve zararın meydana gelmesinde etken olduğu belirlenen hatalı ve projeye aykırı imalatın bulunduğu yapının onaylı projesine uygun tamamlanmasını sağlama, projeye aykırı yapıyla ilgili yasal işlem yapma görevini yerine getirmeme yönünden hukuken davalı belediyenin sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereği yapının ruhsata aykırı, eksik ve hatalı yapılmasından kaynaklanan zarardan davalı idare dışında yasal sorumluluğu bulunanların da kusur oranlarının ayrı ayrı belirlenerek tazminat isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı idarenin, dava dışı üçüncü şahısların (yapı denetim firması, müteahhit gibi) ve davacının kusur durumlarının (müterafik kusur) birlikte değerlendirilmesi sonrasında tazmin sorumluluğuna dair bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine yönelik verilen İdare Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacının maddi zararının ortaya konulması için tespit davasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda uğranılan zarar hesaplanırken kitapların KDV dahil fiyatları esas alınmış ise de, davacının malvarlığında olay nedeniyle meydana gelen gerçek zararının tespit edilmesi bakımından söz konusu kitapların maliyet bedeli üzerinden bir hesaplama yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/09/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.