Esas No: 2018/2339
Karar No: 2021/3992
Karar Tarihi: 23.09.2021
Danıştay 3. Daire 2018/2339 Esas 2021/3992 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2339
Karar No : 2021/3992
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunun sonuçlandırıldığı … Bölge İdare Mahkemesi … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Yağ Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi'nden alınamayan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin; 2005 yılının Nisan ve Temmuz ila Kasım dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ilişkin kısımları yönünden iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Karacabey Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısından; davacının, …Yağ Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 13/04/2004 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında 3 yıl süreyle yönetim kurulu üyesi seçildiği, 06/04/2004 tarihli yönetim kurulu kararıyla yönetim kurulu başkanı …'ın tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bir sonraki genel kurul toplantısının 15/06/2010 tarihinde yapıldığı ve yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve …'ün seçilerek aynı tarihli yönetim kurulu kararı ile de, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin tek başına yönetim kurulu başkanı …'a verildiği, söz konusu tarihten sonra herhangi bir genel kurul toplantısı yapılmadığı ve şirketin, 18/09/2015 tarihi itibarıyla Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin ettirildiğinin anlaşıldığı, buna göre, 13/04/2004 tarihinden tüzel kişiliğin sona erdiği 18/09/2015 tarihinine kadar asıl borçlu şirketi yönetim kurulu başkanı …'ın tek başına temsil ettiği, davacının bu dönemlerde kanuni temsilci olarak herhangi bir görevi bulunmadığından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla sözü edilen dönemler için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle … tarih ve … takip numaralı ödeme emri 2005 yılının Nisan ve Temmuz ila Kasım dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ilişkin kısımları yönünden iptal edilmiş, davacının Mahkemeleri kaydına giren 28 adet seri davası olduğu ve duruşma yapılmış olması da dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesi hükmü gereğince 1.001,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına 9 adet ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, davacının bu ödeme emirlerine karşı 44 ayrı dava açtığı, davaların birleştirilmesi gerektiği, her bir davada davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti nedeniyle hazinenin zarara uğradığı, asıl borçlu şirketin ticaret sicilinden re'sen terkin ettirildiği, mal varlığı araştırmasından sonuç alınamadığı, yüksek tutardaki kamu alacağının şirketin yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı olan davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Türk Ticaret Kanununun Anonim Şirketlerle ilgili bölümünde, anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından yönetileceği ve temsil olunacağı, yönetim kurulunun üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere en az bir başkan vekili seçeceği, yönetim kurulunun düzenleyeceği bir iç yönergeyle yönetimi kısmen veya tamamen bir veya bir kaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü bir kişiye devretmeye yetkili kılınabileceği esası benimsenmiş, bu iç yönergenin şirketin yönetimini düzenleyeceği açıklamasına yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, anonim şirketlerin yönetilmesinde ve dışa karşı temsilinde kanuni organının yönetim kurulu olduğu açıktır. Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri arasında yapılabilen görevlendirmeler ve paylaşım sadece şirketin yönetim işlerini kapsamakta olup, şirketi temsil yetkisi bir bütün olarak yönetim kuruluna ait bulunmaktadır. En yetkili organ olan genel kurulca seçim yoluyla görevlendirilen bu kurulun üyeleri, şirketin yönetilmesinden müteselsilen sorumludur. Zira, birden çok üyeden oluşan bu kurulun yönetim işlerini daha kolay yürütmesi amacıyla şirkete müdür atanması ya da kurul üyelerinden birine yahut bir kaçına belli işlemler için yetki tanınması yönetim kurulu üyelerinin şirket sözleşmesi ve yasadan doğan sorumluluğunu değiştirmeyeceği gibi kaldırdığından da söz edilemez. Bu gibi durumlarda müdür ve yetki tanınan üyeler yönetim kurulunun temsilcisi olduğundan aralarındaki ilişki yönünden temsil hükümleri geçerli olur. Kuşkusuz müdürün sorumluluğuna ilişkin özel kurallar saklıdır.
Diğer bir ifadeyle, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında yapacakları görev dağılımı bir iç işlem niteliğinde olup üçüncü kişiler açısından bağlayıcı bir yönü bulunmamasının sonucu olarak yönetim kurulu içinde yapılan görev dağılımı uyarınca bazı üyelere şirketi, idari makamlar önünde temsil yetkisi verilmiş olması, temsil yetkisi verilmemiş olan yönetim kurulu üyelerinin belirtilen sorumluluğunun ortadan kalktığı sonucunu doğurmayacağı açıktır.
Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ihtilafsız olan davacı ve diğer yönetim kurulu üyeleri şirket tüzel kişiliğini ve yönetim kurulunu temsilen belli hukuki muamele yapmaları konusunda görev ve yetki taksimi yapılan yönetim kurulu kararının, yönetim sorumluluğunun ismi belirtilen üye veya üyelere devredildiği anlamında yorumlanarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir. Yönetim kurulu üyelerinin yönetsel görevleri paylaşmasının da iş bölümünden başka bir hukuksal sonuç doğurmayacağı Ticaret Kanunundaki düzenlemelerden anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerden dolayı yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kanuni temsilci olan davacının sorumluluğuna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.