11. Hukuk Dairesi 2018/5135 E. , 2019/6859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 06/04/2018 tarih ve 2016/846-2018/302 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05.11.2019 günü hazır bulunan davalılardan Bintaş İhr.Tur.San.veTic.A.Ş vekili Av.... ve asil ... ile Davacı vekili Av.... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin finans sıkıntısını aşmak üzere, müvekkilin kredibilitesinden faydalanmak suretiyle OYAKBANK"dan toplam 2.000.000,00 TL kredi kullanıldığını, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan protokol ile davalılara 1.000.000 TL"nin ödünç olarak verildiğini, bu protokolün OYAKBANK ile müvekkili arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin bir eki niteliğinde olduğunun protokol ile belirlendiğini, her ayın 15 gününde banka ödeme planı dahilinde davalıların üzerine düşen miktarı müvekkile ödemesi gerektiğini, ancak muaccel olan borçların davalılarca ödenmediğini ileri sürerek, 15.03.2009-15.10.2009 tarihleri arasında ödenmeyen 421.807 TL kredi taksit tutarının, her ayın 15 gününden itibaren işleyecek OYAKBANK ile imzalanan genel kredi sözleşmesinde belirtilen gecikme faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, imzalanan protokolün 6. maddesi gereğince tüm borç davacı tarafça bankaya ödendikten sonra, müvekkilinin işletiminde olan AQUAPARK kâr payından %50"sinin davacı tarafa verilmesi suretiyle borcun ifa edileceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle borcun henüz muaccel olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin inançlı işlem olduğunu, ödünç sözleşmesi olmadığını, müvekkillerinden ..."ün protokolde imzasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 15/04/2009, 15/05/2009, 15/05/2009, 15/06/2009, 15/07/2009, 15/08/2009 ve 15/09/2009 tarihli ödenmeyen taksitlere bankaca bildirilen faiz oranı uygulanmak suretiyle her bir taksitin temerrüt tarihinden, dava tarihine kadar işleyecek temerrüt faiz bedelinin toplam 89.583,83 TL olduğu, dava konusu taksitlere dava tarihine kadar işleyecek temerrüt faiz oranının infazda kuşkuya yol açmaması için hüküm fıkrasında belirtildiği, ayrıca asıl alacağın toplamı olan 421.807,19TL"ne dava tarihinden itibaren, yine protokol doğrultusunda %40 faiz oranın %100 olacak şekilde %80 temerrüt faizi işletilmesine karar verildiği gerekçesiyle, davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden kabulü ile, 421.807,19 TL asıl alacak ve temerrüt tarihinden dava tarihine kadar işlemiş 89.583,00 TL temerrüt faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 421.807,19 TL asıl alacağa, dava tarihinden itibaren sözleşmeyle belirlenmiş % 80 temerrüt faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında akdedilen ödünç sözleşmesi hükümleri uyarınca davalılar tarafından 2009 yılı Mart ayından itibaren 2009 yılı Ekim ayına kadar (15.03.2009 ila 15.10.2009 tarihleri arası) ödenmeyen toplam 421.807,19 TL kredi tutarının kredi taksitleri vade tarihlerinden itibaren Genel Kredi Sözleşmesi şartlarındaki gecikme faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki protokolün 3. maddesinde “...ödünç alan BİNTAŞ kredi veren Oyakbank A.Ş. kredi sözleşmesi koşulları uyarınca ödünç aldığı 1.000.000,00 TL"yi geri ödeyecektir. Kredinin geri ödenmesinde ilk 6 ay ödemesiz olacaktır. Kredi borcu 15.09.2007 tarihinden itibaren ödenmeye başlayacak, her ayın 15. günü 60.258,17 TL eşit taksitler halinde 15.02.2010 tarihine kadar 1.807.745,42 TL ödenecektir” hükmünü, 5. maddesinde ise “...ödünç alan BİNTAŞ, ödeme taksitlerinden bir tanesini ödemede temerrüde düşerse ödünç veren YILDIZLAR Şirketi"nin bankaya yapacağı ödemeler karşılığında kredi sözleşmesi şartlarındaki gecikme faizi oranı ile ödünç alan BİNTAŞ, ödünç veren YILDIZLAR Şirketi"ne ödemeyi kabul eder” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 11.07.2012 tarihli karar, Dairemizce “... istem ve taraflar arasındaki protokol hükümleri uyarınca davalı şirketin temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde protokole aykırı olarak ve istem aşılmak suretiyle belirlenen 15.03.2007 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesinin doğru olmadığı ve ayrıca infazda kuşkuya yol açacak şekilde ticari kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının %100"ü oranında temerrüt faizi oranına hükmedilmesinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereği tam olarak yerine getirilmeden, temerrüt tarihleri bakımından talep aşımı sonucu doğuracak şekilde ve dava konusu her bir taksitin ödeme tarihindeki ilgili bankanın ticari kredilere uyguladığı cari faiz oranı belirlenip bu oranlar ve taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi hükmü ile kredi sözleşmesindeki gecikme faiz oranı nazara alınmadan verilen 24/12/2014 tarihli karar da Dairemizce ‘’...mahkemece davacı tarafın talebi (15.03.2009 ila 15.10.2009 tarihleri arası) taraflar arasındaki protokolün 3. ve 5. maddeleri, dava konusu kredi sözleşmesinin gecikme faiz oranına ilişkin hükmü ve daha önceki bozma ilamları ile kesinleşen hususlar hep birlikte nazara alınıp, dava konusu taksitlerin her birinin ödeme tarihinde dava konusu bankanın ticari kredilere uyguladığı en yüksek cari faiz oranları sorulup dava konusu her bir aya ilişkin ödenen taksit tutarına bankadan bildirilen oranın %100"ü oranında temerrüt faizi uygulamak suretiyle hüküm kurulmak gerektiği’’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen yine bozma gereğinin yerine getirilmediği, bozma ilamları uyarınca her bir kredi taksidinin temerrüt tarihlerinden itibaren temerrüt faizinin hesaplanması gerekirken anılan husus hükme bağlanmadığı gibi, davacı tarafça işlemiş faiz talebi bulunmamasına rağmen talebe aykırı olarak temerrüt tarihinden dava tarihine kadar faiz hesaplanarak işlemiş faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Bu itibarla mahkemece, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamlarında da belirtildiği üzere, davacı tarafın talebi 15.03.2009 ila 15.10.2009 tarihleri arası), taraflar arasındaki protokolün 3. ve 5. maddeleri, dava konusu kredi sözleşmesinin gecikme faiz oranına ilişkin hükmü ve daha önceki bozma ilamları ile kesinleşen hususlar hep birlikte nazara alınıp, dava konusu taksitlerin her birinin ödeme tarihinde dava konusu bankanın ticari kredilere uyguladığı en yüksek cari faiz oranları sorulup dava konusu her bir aya ilişkin ödenen taksit tutarına bankadan bildirilen oranın %100 oranında temerrüt faizi uygulamak suretiyle, infazda tereddüt oluşturmayacak ve taleple de bağlı kalınacak şekilde hüküm tesisi gerekirken anılan hususlar nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.