5. Ceza Dairesi 2016/2148 E. , 2018/3018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin suça konu en son düzenlenen menşe şahadetnamesi tarihi olan 30/11/2006 tarihi yerine 08/11/2006 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Diyarbakır ili .... mahallesi muhtarı olarak görev yapan sanığın, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3285 sayılı Yasa uyarınca mahalle muhtarlarının görevi ve yetkisine girmediği halde müracaat eden vatandaşlara 10 adet menşe şahadetnamesi düzenleyip verdiğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın menşe şahadetnamesi düzenlemek hususunda yetki ve görevinin bulunmadığı, dolayısıyla görevi kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, gerçeğe aykırı menşe şahadetnamesi düzenleme eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 3285 sayılı Yasada özel olarak düzenlendiği, ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/06/2014 tarih, 2012/6-1336 Esas, 2014/323 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere anılan Yasanın 45. maddesinde yer alan “fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde” ibaresi dikkate alındığında bu hükmün 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesi karşısında tali norm niteliğinde olduğu, keza 3285 sayılı Yasanın 5996 sayılı Kanunun 47. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı gözetilip belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu da nazara alınarak iddiaya konu menşe şahadetnamelerinin duruşmaya getirtilerek aldatma kabiliyeti hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde
dosya içine konulması, belgelerin yapılan kontrollerde yetkisiz mahalle muhtarı tarafından düzenlendiğinin anlaşılması da göz önünde tutulup iğfal kabiliyeti üzerinde durularak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken anılan belgeleri düzenleme yetkisi ve görevi olmadığı kabul edilen sanık hakkında yanılgılı değerlendirme, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Hükümden önce 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
c)Sanık hakkında TCK"nın 53/3. maddesi gereğince sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
d)Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
e)CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile eklenen cümlede öngörülen miktarın altında olan yargılama giderinin Devlet Hazinesine yükletilmesine karar verilmesi gerekirken sanığa yükletilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.