8. Hukuk Dairesi 2017/2343 E. , 2017/8580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, davaya konu taşınmaz malik......"in veya mirasçılarının ölü veya sağ olup olmadığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığını belirtilerek hak ve menfaatlerinin korunması bakımından 3561 sayılı Kanun"un 2. maddesi ve 4721 sayılı Medeni Kanun"un 427. maddesi gereğince taşınmaz malın kayyım marifeti ile idaresinin sağlanabilmesi için kayyım atanmasını istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından yönetim kayyımı yerine temsil kayyımı atandığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 1. maddesinde amaç, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı, Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak tayin edileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; kayyım atanılması istenilen....n malik olduğu taşınmazın tapu kaydı, edinmeye esas tutanaklar, mirasçılarının tespit edildiğine dair mirasçılık belgesi ile UYAP üzerinden alınan nüfus aile kayıtları ile .....n taşınmazı 25.07.1984 tarihinde hükmen tescil yolu ile edindiği, edinme sebebine dayanak mahkeme dosyası,...Mali Hizmetler Müdürlüğü"nün 25.06.2015 tarihli yazılarında malik ......in tarafından taşınmazın beyanı verildiği bildirilmesine rağmen bu beyan örneği dahi getirtilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece; kayyım atanmasına ilişkin davalarda re"sen araştırma ilkesi geçerli olduğu (HMK.m.385/2) dikkate alınarak, konuya ilişkin kanun hükümleri ve kanunun amacı gözetilerek ve sadece zabıta araştırması ile yetinilmeden, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavülleri ve edinmeye esas mahkeme dosyasının ve dayanak belgelerinin tapu müdürlüğünden, vergi kaydıyla ilgili bilgi ve belgelerin belediye başkanlığı ile vergi dairesinden getirtilip kayıt ve belgelerde kimlik bilgilerinin bulunması halinde nüfus müdürlüğünden ilgililerin nüfus aile kayıtları istenip tapu kaydı malikiyle irtibatının araştırılması, varsa mirasçılara ilişkin mirasçılık belgelerinin getirtilerek taşınmazla ilgisi tespit edildikten sonra toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
Dava dilekçesinde nerede olduğu, yaşayıp yaşamadığı ve mirasçısı olup olmadığı belirlenemeyen malikin hak ve menfaatlerinin korunması bakımından 3561 sayılı Kanun"un 2. maddesi ve 4721 sayılı Medeni Kanun"un 427. maddesi gereğince taşınmaz malın kayyım marifeti ile idaresinin sağlanabilmesi için yönetim kayyım atanması istenmesine rağmen malik adına temsil kayyımı atanmasına karar verilmiş olması, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.