
Esas No: 2019/2280
Karar No: 2019/4481
Karar Tarihi: 09.10.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2280 Esas 2019/4481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/07/2012 gününde verilen dilekçe ile yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kız kardeşinin eşi olduğunu, daha önceden husumetleri bulunduğunu, yolda karşılaştıklarında davalının kendisine hakaret ettiğini, bıçak ile hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığını, halen bu yaralanma nedeni ile akciğerinde hasarın mevcut olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiştir.
Davalı, hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulandığını, kendisini korumak isterken yaralama olayının meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıya önce küfür etmesi ve sonra da yumruk atması nedeni ile söz konusu olayın vuku bulduğu, bu kapsamda davalının davacıya bıçak ile karşılık vermesi ve davacının hayati tehlike geçirmesi, iki ay iyileşme sürecinin olması ve çalışamaması, bu bağlamda davacının manevi zarara uğradığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan olayda; olayların gelişimi, kusur durumları, olay tarihi ve diğer ilkeler gözetildiğinde davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarı azdır. Hal böyle olunca daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.