16. Hukuk Dairesi 2018/953 E. , 2019/3157 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 25.02.2014 gün ve saatte temyiz eden Hazine vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; Kabasakal Köyü 1460 (3011) sayılı parsel olarak ...Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilen taşınmazın, adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucunda kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini; ancak, 704.50 metrekarelik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve anılan imar düzenlemesiyle bu kısmın üzerine 4963 ada 3 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini; ne var ki, önceden yapılan imar uygulamalarından kaynaklanan ve süre gelen ihdas hatalarının bulunduğunu ve Büyükşehir Belediyesince yapılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini, böylece imar parselinin tapu kaydının yolsuz tescil hükmünde olduğunu ileri sürerek; 1460 (3011) sayılı kök parselin kadastro sınırları içinde düzenleme ile oluşturulan 4963 ada 3 sayılı imar parselinin 704.50 metrekarelik binmeli alana isabet eden kısmının iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda "dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen 2713172284 T.C. numaralı ..."nin maddi hata sonucu davalı gösterildiği belirtildiğinden davacının bu davalı yönünden davasının husumet nedeniyle reddine; davacının diğer tüm davalılar ve dahili davalılar aleyhine açtığı tapu iptali tescil ile eski hale ihya davasının reddine" şeklinde karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve Hazine adına tescil ile eski hale ihya isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın 37 nolu imar uygulaması içinde kalmadığı, içinde olduğu 38 nolu imar uygulamasının ise idari yargıda iptal edilmediği ve ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Fen bilirkişi raporunda; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediyesinin 38 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ...Büyükşehir Belediyesi"nin 37 nolu 3. etap imar uygulamasını gerçekleştirdiği, ilk uygulama sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması ve park alanında kalması nedeni ile tescil harici bırakılmış olan ve haritada (A) harfi ile gösterilen yerin bulunduğu alanın konut alanı olması nedeni ile 28.02.2007 tarih 420 sayılı encümen kararına istinaden yapılan 2. uygulamada ihdasen oluşturulan 1460 parselin 878,59 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Büyükşehir Belediyesi adına 09.08.2007 tarihinde tescil edildiği, 38 nolu imar uygulamasına yönelik bir iptal kararı olmadığı ancak 37 nolu 3. etap imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararının kesinleştiği, ilk uygulama ile yol alanı olması nedeni ile ihdas edilmeyen (A) harfi ile gösterilen yerin ikinci uygulama ile konut alanı olduğu gerekçesiyle 1460 parsel adı altında Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiği bildirilmektedir. Davacı Hazine vekili; çekişmeli yerin, öncesinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu halde, ...Büyükşehir Belediyesi adına ihdas suretiyle tescil edildiğini, ancak anılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmiş olup, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil ile kayıtların eski hale iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, imar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin illetten yoksun kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasa"nın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi; diğer taraftan, 775 sayılı Yasa"nın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği kuşkusuzdur. Ayrıca; kapanmış yollar bakımından da, 3194 sayılı Yasa"nın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği bilinmektedir.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın ve de alınan bilirkişi heyeti raporu ile krokisinin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan teknik bilirkişilerin raporunun kendi içinde çelişkili olduğu, 1460 sayılı ihdas parselinin çekişmeye konu olan bölümünün ilk imar uygulamasında raporun bir yerinde devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ve park alanında kalan yerlerden olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılmış olduğunun, başka bir yerinde ise yol olması nedeni ile tescil harici bırakılmış olduğunun bildirildiği de gözetilerek; çelişkiler giderilmediği gibi, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı (... Belediyesi’nin imar düzenlemesinden önceki niteliği ile anılan şuyulandırma işlemi sonucu akıbeti, ...Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sırasında nereden ihdas edildiği) ve Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmamış ve ayrıca Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca, 183 sayılı kadastral parsel ile dava konusu 1460 sayılı ihdas parseli ile 4963 ada 3 sayılı imar parselinin ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgeleri (Belediye Encümen kararları, şuyulandırma cetvelleri, vs) temin edilerek, taşınmazların hangi uygulamalara tabi tutuldukları belirlenmemiş ve bu husus denetlenmemiştir.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu, bilirkişi raporu ile de çelişecek şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı Hazineye verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.