Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5046 Esas 2019/1473 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5046
Karar No: 2019/1473
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5046 Esas 2019/1473 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/5046 E.  ,  2019/1473 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakan ...’in maliki olduğu 46 ada 83, 86 ve 87 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davacı ... yönünden davanın kabulüne; davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...özellikle dinlenen davacı tanıkları, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı hususunda bir beyanda bulunmamışlardır. Salt bedeller arasındaki fark da muvazaanın kanıtı değildir. Tüm dosya kapsamından, HMK"nun 190 ve TMK"nun 6. maddeleri uyarınca davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle, hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
    Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
    Dava, 7.500,00 TL değer gösterilmek suretiyle açılmış, yargılama sırasında 14.653,80 TL değer üzerinden harç ikmâli yapılmıştır.
    O halde, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına harcı tamamlanan dava değeri (22.153,80 TL) üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile taşınmazların toplam değerinin 2/3’ü üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
    Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün 5. bendindeki; “-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince taşınmazların toplam değerinin 2/3"sini üzerinden hesaplanan 10.734,72 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.658,45 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.