Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/4968 Esas 2019/6721 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında kadastro komisyonu kararıyla .....köyü 165 parsel sayılı 8140.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi .... adına tesbit edilmiş, davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 2450 m2"lik bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına kayıt ve tesciline, taşınmazın kalan 5690 m2"lik bölümünün tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1962 yılında yapılmış arazi kadastro çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası usulüne uygun biçimde incelenerek çekişmeli taşınmazın bir bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak hüküm fıkrasında çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve geriye kalan 5690,00 m2"lik bölümünün tespit gibi tescili yönünde hüküm kurulduğu halde, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve krokisinde çekişmeli taşınmazın orman sayılan ve sayılmayan bölümleri belirtilmemiş olup hükmün bu haliyle infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Bu nedenle fen ve orman bilirkişisine çekişmeli taşınmazın orman sayılan ve sayılmayan bölümlerini ayrı biçimde gösteren, infaz kabiliyeti bulunan krokili rapor düzenlettirildikten sonra infazda tereddüte yol açan belirsizliği ortadan kaldıracak şekilde hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.