6. Hukuk Dairesi 2021/4438 E. , 2021/865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekilince açılan, genel kurul kararının iptali davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay kapatılan 23. Hukuk Dairesince 2018/2432 Esas, 2021/52 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemiz (kapatılan 23. HD.) kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 490,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 14.10.2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava kooperatif ihraç kararının iptaline ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine yapılan bozmaya uyulmuş ve bu sefer davanın kabulüne dair verilen kararı davalı temyiz etmiştir.
Dava, davacı ... tarafından açılmış ancak ihraç kararı ...…. LTD ŞTİ hakkında verilmiştir. Davacı, davayı doğrudan kendi adına açmış olup öncelikle davacının bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır. Davacının hasımda yanıldığı iddiası da bulunmamaktadır. Bu husus bozmaya uyulması ile usuli kazanılmak hak oluştursa da esasa ilişkin olarak da davacının üyeliği bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre kooperatif üyesi olmak için tüzel kişi olmak esas sözleşme gereğince şart olup davacının tüzel kişi olmaması nedeniyle kooperatif üyesi olarak kabulü de mümkün değildir.
Şirket üye olmasına karşın sonradan davacının zımni üyeliği mümkün olmadığı gibi dosya kapsamına göre böyle bir durum da gerçekleşmemiştir. Dosya ekinde bulunan onlarca makbuz şirket adına düzenlenmiş olup davacı şirket yetkilisi olarak beraberinde yer almaktadır. Davacının şirket yetkilisi olduğu da dikkate alındığında zımni üyelik söz konusu değildir. Her ne kadar bir kısım belge ve yapılan yardımlarda yetkilisi olduğu belirtilmeden davacının ismi yer almakta ise de davacının şirket yetkilisi olduğunun her iki tarafça bilinmesi ve tüzel kişilik ve gerçek kişi ayrımı yapılmamasındaki hatadan kaynaklanan uygulamanın neticesidir. Yoksa şirketin üyeliğinin sonlanması ve davacının üye olarak kabulü konusunda her iki tarafta da bir irade bulunmamaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken kararın sehven onandığı, bu nedenle davalının karar düzeltme talebinin yerinde olduğu dikkate alınarak kabulüne karar verilerek onama kararının kaldırılması gerektiği düşüncem ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.