Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/20422 Esas 2009/1141 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/20422
Karar No: 2009/1141
Karar Tarihi: 22.01.2009

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/20422 Esas 2009/1141 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2008/20422 E.  ,  2009/1141 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Üsküdar 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/07/2008
    NUMARASI : 2008/468-2008/450

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    TTK.nun  726. maddesi hükmüne göre ( hamilin keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle) zamanaşımına uğrar.
    TTK.nun 692/5. maddesi uyarınca çekte keşide gününün belirtilmesi zorunluluktur. Keşide gününü içermeyen senedin çek niteliğini kazanmasına olanak yoktur. Bu zorunluluk anılan Yasanın 708/son fıkrasında öngörülen "yukarıda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler" yolundaki hükmün doğal bir sonucudur. Yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir.
    Somut olayda takip dayanağı çekin üzerinde yazılı 02.12.2007 keşide tarihine, 10 günlük ibraz süresinin ilavesinden sonra İİK.nun 168/5. maddesi hükmü  gereği takipten önceki daireye ilişkin 6 aylık zamanaşımı süresinin hesaplanması halinde zamanaşımının oluşmadığı, zamanaşımı süresinin son gününün 12.6.2008 olup, takibin bu tarihten önce 11.6.2008 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. Çekin 10 günlük ibraz müddetinin bitiminden önce 5.12.2007 tarihinde ibraz edilmiş olması Yasanın açık hükmü karşısında sonuca etkili olmadığı için itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de,  takibin kesinleşmesinden önce dayanak belgenin zamanaşımına uğradığına ilişkin borçlu itirazı İİK.nun 168/5. maddesinde belirtilen takip öncesine ilişkin itiraz olup  zamanaşımı itirazının kabulü halinde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.nun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.