5. Ceza Dairesi 2016/1471 E. , 2018/2980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM : Sanık ..."ın beraatine, sanıklar ..., ... ve ..."un mahkumiyetlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
28/10/1999 tarihli iddianame ve eklerine göre; 26/03/1999 tarihinde muhasip olan sanık ... tarafından çekilen 2.000 TL"nin 1.000 TL"sinin ölüm nedeniyle dosyası tefrik edilen ...."in sözlü talimatı üzerine sanık ..."un şahsi hesabına yatırıldığı ve bankamatik kartı ile ...."in bu parayı çektiği, bu suretle sanık ..."un diğer sanıkların eylemine iştirak ederek zimmet suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; sanık ... hakkında sadece bu eylem anlatılarak kamu davası açıldığı, dosyadaki 3. iddianameye konu bu eylem dışındaki diğer 14 eyleme ilişkin olarak hakkında kamu davası açılmadığı, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 gün ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere CMK’nın 225. maddesinin; “Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden dava açılmayan diğer eylemlerden de sorumlu tutulup nitelikli zimmet suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; dava konusu edilen eyleminin daire içi basit bir araştırma ile kontrolör tarafından ortaya çıkarıldığı nazara alındığında 765 sayılı TCK’nın 202/1. maddesinde düzenlenen basit zimmet suçunu oluşturabileceği, bu suçun aynı Kanunun 102/3 ve 104/2. maddelerine göre 10 yıllık asli ve 15 yıllık ilaveli zamanaşımı sürelerine tabi olduğu ve bu eyleme hasren 26/03/1999 olan suç tarihi ile karar tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükmün bu nedenle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
C-Sanıklar ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Bozma sonrası yapılan 14/05/2014 tarihli duruşmada sanıkların bozmaya karşı diyeceklerinin sorulduğunun anlaşılması ve tayin edilen sonuç adli para cezalarının miktarları dikkate alınarak taksitlendirme konusunda tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiş, 01/04/1999 ve öncesi olan suç tarihinin karar başlığında 23/09/1997 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Tüm dosya kapsamındaki kontrolör ve bilirkişi raporları, Adli Tıp Kurumu"nca düzenlenen kriminal rapor, sanıkların kısmi ikrarları ile tanık beyanlarına göre; Dündarlı Belediyesi"nde muhasip olarak görevli olan sanıkların sahte harcama belgeleri ile gerçekte alınmadığı halde belediyeye mal ya da hizmet alımı yapılmış gibi sahte harcama pusulaları düzenleyerek ölüm nedeniyle dosyası tefrik edilen dönemin belediye başkanı .... ile birlikte mal edinmeleri şeklindeki kontrolör tarafından daire dışı araştırmalarla ortaya çıkarılabilen eylemlerinin nitelikli zimmet, belediyeye ait paraları herhangi bir sahte belge düzenlenmeden doğrudan mal edinmeleri şeklindeki kontrolör tarafından daire içi kayıtların kontrol edilerek basit bir araştırma ile ortaya çıkarılan eylemlerinin ise basit zimmet suçunu oluşturacağı,
Bu kapsamda sanıkların haklarında açılan kamu davaları da nazara alınarak;
Her iki sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde belediye başkanı .... ile birlikte mal edindiği tutarlardan, 15/10/1998 tarihinde 317 TL, 16/11/1998 tarihinde 380 TL, 25/01/1999 tarihinde 930 TL, 01/04/1999 tarihinde 2000 TL paranın basit zimmet,
Sanık ... "ın fikir ve eylem birliği içerisinde belediye başkanı .... ile birlikte mal edindiği tutarlardan 25/01/2009 tarihinde 1380 TL, 17/03/1998 tarihinde 135 TL, 15/02/1998 tarihinde 562 TL, 16/05/1998 tarihinde 560 TL, 19/11/1998 tarihinde 525 TL, 11/02/1999 tarihinde 130 TL paranın nitelikli zimmet, 15/01/1999 ve 26/01/1999 tarihlerinde 1450 TL, 16/06/1998 tarihinde 650 TL paranın ise basit zimmet,
Sanık ..."in fikir ve eylem birliği içerisinde belediye başkanı .... ile birlikte mal edindiği tutarlardan 26/03/1999 tarihinde 1529 TL paranın basit zimmet, 23/09/1997 tarihinde 172 TL paranın ise nitelikli zimmet,
Suçlarının konusunu oluşturacağı,
Bir bütün halinde de; eylemlerinin müteselsil nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu oluşa uygun kabul edilmiş ise de; lehe olduğu kabul edilen 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesi uyarınca sanıkların sorumlu oldukları zimmet miktarlarının, buna bağlı olarak da misli nitelikteki adli para cezalarının yukarıdaki belirlemelere göre basit ve nitelikli zimmet ayrımı da dikkate alınarak tayin edilmesi gerektiği, gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması ,
2-765 sayılı TCK"nın 219/son maddesi uyarınca müebbeten memuriyetten men cezası verildiği halde sanıklar hakkında ayrıca aynı Kanunun 31. maddesinin de uygulanması,
3-İnfazda tereddüte sebep olacak şekilde 765 sayılı TCK"nın 219/son maddesi uyarınca sanıkların ömür boyu memuriyetten "mahrumiyetleri" yerine "mahkumiyetlerine" karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafiileri ile katılan kurum vekilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
Hüküm fıkrasının B-1 nolu bendinde yer alan ""7104 TL "", ""3"" ve ""21.312 TL"" ibarelerinin sırasıyla sanık ... yönünden ""5156 TL"" ve ""172 TL"", ""1 ve 3"", ""5672 TL"", sanık ... yönünden "5727 TL"" ve ""3292 TL"", ""1 ve 3"", ""15603 TL"",
Hüküm fıkrasının B-2 nolu bendinde yer alan ""21312 TL"" ibaresinin sırasıyla sanık ... yönünden "5672 TL"", sanık ... yönünden ""15603 TL"",
Hüküm fıkrasının B-3 nolu bendinde yer alan ""14.208 TL"" ibaresinin sırasıyla sanık ... yönünden ""3781 TL"", sanık ... yönünden ""10402 TL"",
Hüküm fıkrasının B-4 nolu bendinde yer alan ""11.840 TL"" ibaresinin sırasıyla sanık ... yönünden ""3150 TL"", sanık ... yönünden ""8668 TL"",
Şeklinde değiştirilmesi, netice olarak sanık ... yönünden sonuç adli para cezasının 3150 TL, sanık ... yönünden ise CMUK 326/son maddesi gereğince 3908 TL olarak belirlenmesine,
Yine hüküm fıkrasının B-6 nolu bendinde yer alan ""mahkumiyetlerine"" ibaresinin ""mahrumiyetlerine"", şeklinde değiştirilmesi,
Hüküm fıkrasının B-7 nolu bendinin ise hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması,
Suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.