8. Hukuk Dairesi 2016/9891 E. , 2017/8536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... ve davalılar ... ve müşterekleri taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, vekil edenleri ile davalıların, dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazın hisseli olarak maliki olduklarını, taşınmazın 1960 yılından beridir hissedarlar arasında fiilen taksim edildiğini, her hissedarın kendi hissesine düşen yeri kullanarak üzerine, bina yaptığını, kuyu kazdığını, muhtelif meyve fidanları diktiğini, dava konusu taşınmazın bir bölümünün ... Müdürlüğünce ... için istimlak edildiğini, istimlak edilmeden önce hissedarların kullandıkları ve birbirinden sabit sınırlar ile ayrılan arsa ve üzerindeki muhdesatı gösterir şekilde ölçekli kroki ile ölçtüğünü, bu krokide kamulaştırma içinde ve dışında kalan 1371,61 m2 +543,64 m2 olmak üzere toplam 1915,07 m2 arsanın ve bunlar üzerindeki ev, dam, kuyu, meyve fidanı ve diğer müştemilatların vekil edenlerine ait olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, tarafların kendi arasındaki fiili taksim sorunu ile ilgili davada idarelerinin davalı olarak gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ve diğerleri vekili, fiili taksimi kabul etmediklerini, vekil edenlerinden bir kısmının hisselerini diğer hissedarlara satarak devir ettiklerini, kamulaştırma tarihi olan 16.07.2009 tarihinde bir kısım vekil edenlerinin ise hisselerini ... Müdürlüğüne temlik ettiklerini bir anlamda sebepsiz zenginleşme iddiası içeren davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, açılan davanın kabulüne ve fen bilirkişisi raporunda gösterilen (evveliyatında 387 ada 44 parsel) 387 ada 133 parseldeki 1371,61 m2"lik kısım ile 387 ada 134 parseldeki 543,46 m2"lik kısmın ve farklı yüzölçümdeki yapılar, muhtelif cins ve sayıdaki ağaçların davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile Davalılar ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre kamulaştırma işlemine tabi tutulan 387 ada 44 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 387 ada 133 ve 134 parsel üzerinde muhdesat meydana getiren kişinin açtığı muhdesatın tespiti davası niteliğindedir.
1- Davalı ..."nün hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kural olarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki, davacı taraf dava dilekçesinde taşınmaz maliki olmayan, kamulaştırma işlemini yapan ..."nü de hasım göstererek dava açmıştır. Aleyhine dava açılan ... Müdürlüğü taşınmazın maliki olmadığı gibi, davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece davalı olarak gösterilen ... Müdürlüğü"ne karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
2- Davalılar ... ve diğerleri vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosya kapsamından dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 387 ada 133 parsel sayılı taşınmazda Hazinenin 321/371 pay maliki olduğu sabittir. Bu durumda kayıt maliklerinin tamamının davada yer almadığı, kayıt maliki ..."ye husumet yöneltilmediği dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanmadığı görülmektedir. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde Mahkemece yapılması gereken, öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması, HMK"nun 124. maddesinde belirtilen hükümlerin göz önünde bulundurulması, davaya katıldıkları takdirde delillerini sunmaları konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması, savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek istek hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, usuli eksiklik giderilmeden yazılı gerekçelerle işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve Davalılar ... ve diğerleri vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davalılar ... ve müştereklerine iadesine, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.