11. Hukuk Dairesi 2018/5678 E. , 2019/6838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Adanolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/04/2018 tarih ve 2015/1228-2018/429 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekillerinin tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 06.08.2010 tarihinde marka lisans sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalının markanın kullanılması karşılığı ödeyeceği bedelin belirlendiğini, davalının sözleşme hükümleri uyarınca ödemesi gereken lisans bedelini ödemekten kaçındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, talebini 4.542 USD(dava tarihi itibariyle 8,791,00 TL) olarak belirli hale getirmiştir.
Davalı vekili, aralarındaki irtibat nedeniyle dosyanın Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2013/277 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesi gerektiğini, sözleşme konusu markanın hükümsüzlük yaptırımıyla karşı karşıya olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda hükümsüzlük hadisesinin geriye etki etmeyeceği, davalının 01.09.2011 ile 31.08.2012 tarihleri arası 4.542 USD prim borcu bulunduğu, dava açılış beyanının TL üzerinden yapıldığı, dava tarihi itibariyle efektif satış kurunun esas alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.766,29 TL’nin 28.12.2012 tarihi itibariyle işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, reddedilen kısmın hesap hatasından kaynaklandığı gerekçesiyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafın döviz alacağını dava dilekçesinde TL olarak talep etmak suretiyle, tercih hakkını bu yönde kullanmış olmasına göre, davacı vekilinin bütün davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, marka lisans sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece, yazılı gerekçe ile davalının 01.09.2011 ile 31.08.2012 tarihleri arasında doğan ithalat kazancının FOB değeri üzerinden %5’i oranında tahakkuk eden prim borcunun tahsiline karar verilmiştir. Davalı tarafça mahkemeye sunulan, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/277 E. sayılı dosyasında alınan 20.06.2017 tarihli bilirkişi raporu ve işbu dosyaya davalı vekili tarafından 16.03.2017 tarihli dilekçe ekinde sunulan ödeme dekontlarından çeşitli ödeme kalemleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece gerek 20.06.2017 tarihli rapordakia belirlemeler gerekse ibraz edilen ödeme dekontları da incelenerek ve gerektiği takdirde bu konuda bir ek rapor da alınmak suretiyle karar vermek gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm davalı vekilinin (2) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı taraf lehine BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.