Davacı ... ile davalı Zurich Sigorta A.Ş. arasındaki dava hakkında Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.10.2015 gün ve 2014/86-2015/322 sayılı hükmün Dairemizin 07.02.2019 gün ve 2016/5746-2019/1106 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

- K A R A R -

1- Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce, “davalı tarafa 24.04.2015 tarihli rapor bilirkişi raporu tebliğ edilip, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı” gerekçesiyle bozulmuş; davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Her ne kadar, bozma ilamımızda; davalı ... şirketinin kendini vekil ile temsil ettirdiği, cevap dilekçesi ibraz ettiği, ancak, hükme esas alınan 24.04.2015 tarihli raporun davalı vekili Av. ...’e tebliğe çıkartıldığı vekilin “davalı ... şirketinin vekilliğinden çekildiğini” beyan ederek evrakı teslim almadığı ve evrakın çıkış mercine iade edildiği ve davalı ... şirketine de tebliğ edilmediği, mahkemece, davalı tarafa 24.04.2015 tarihli rapor bilirkişi raporu tebliğ edilip, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlandığından bahisle bu durum esaslı usul hatası kabul edilmiş ise de; davalı vekilinin tebligat zarfı üzerindeki görevden çekildiğine ilişkin beyanın istifa olarak kabulü halinde dahi 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 41. maddesi "Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder" düzenlemesinde işaret edildiği üzere, vekilinin görevinin 15 gün daha devam edeceği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz süresi içerisinde rapora beyan ve itirazlarını sunmamasının davalı asıl ile vekil arasındaki ihtilafın konusunu oluşturacağı, davalı ... şirketi adına vekiline yapılan bilirkişi raporu tebligatının geçerli olduğu anlaşılmakla davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceğinden mahkemenin işin esası ile ilgili inceleme yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 07.02.2019 gün ve 2016/5746-2019/1106 sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılması gerekmiştir.
2- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 07.02.2019 gün ve 2016/5746-2019/1106 sayılı bozma ilamının ortadan KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.612,81 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 17/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.