5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32827 Esas 2020/235 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/32827
Karar No: 2020/235

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32827 Esas 2020/235 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 5846 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet almıştır. Temyiz isteği reddedilerek dosya incelenmiştir. Dosyada bazı hatalar tespit edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı doğrultusunda, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında mağdurun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle tüzel kişilerin suçtan zarar görseler bile mağdur sayılmayacakları ifade edilmiştir. Temyize konu olan sanık hakkında benzer eylemler nedeniyle daha önce verilmiş kararlar da mevcuttur ve bu kararları da incelemek gerekmektedir. Kararda hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilerek, sanığın aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işlemiş olabileceği ve TCK'nin 43/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerekip gerekmediği tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak hüküm bozulmuştur ve dosya mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
- 1412 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
- TCK'nin 53. maddesi: Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunlu
19. Ceza Dairesi         2019/32827 E.  ,  2020/235 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nin hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında;
    - İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve 2015/493 Esas, 2018/275 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2019/6331 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen,
    - İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 tarih ve 2012/59 Esas, 2013/781 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2015/9370 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen,
    - İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 12.11.2015 tarih ve 2015/222 Esas, 2015/1294 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2018/6247 Esasında kayıtlı olan dava dosyalarının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
    Anılan dosyalar incelenerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    1- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “14.11.2010” yerine “12.11.2010” olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.