Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5512 Esas 2019/1474 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5512
Karar No: 2019/1474
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5512 Esas 2019/1474 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, DSİ’nin sulama kanalı inşaası sırasında satın aldığı taşınmazın sınırlarının değiştiği gerekçesiyle, taşınmazın sınırlarının tespitini istemiştir. Ancak duruşma sırasında davacı, davasını “müdahalenin meni” olarak açıklamıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur ve dava mahkemece reddedilmiştir. Ancak davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Mahkeme kararında, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Çünkü 6100 sayılı HMK’nin hükümlerine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Sulh hukuk mahkemeleri ise çekişmesiz yargı işlerinde görevlidir. Mahkeme kararında, görev hususu re’sen dikkate alınarak görevsizlik kararı verilip dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince, asliye hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve ş
14. Hukuk Dairesi         2018/5512 E.  ,  2019/1474 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.02.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava dilekçesi ile DSİ"nin sulama kanalı inşaası sırasında satın aldığı 359 parsel sayılı taşınmazının sınırlarının değiştiğini, DSİ"ye yapılan müracaat sonrası 359 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve idare ile ilgisinin bulunmadığı yönünde cevap aldıklarını belirterek taşınmazının sınırlarının tespitini istemiş ise de; 02.04.2015 tarihli öninceleme duruşması sırasında davacı vekili, imzası ile belgelenen beyanı ile davasını "Müdahalenin Meni" olarak açıklamıştır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince, bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli mahkeme olduğu, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
    Sulh hukuk mahkemelerinin görevi ise HMK’nin 4. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’nin 383. maddesinde de aynı Kanunun 382. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı takdirde sulh hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
    HMK’nin zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 448/1 maddesinde de bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması öngörülmüş, Geçici 1/1 maddesine göre de yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
    Bu durumda 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda görevle ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nin hükümlerinin uygulanması gerekir.
    Somut olaya gelince; dava, 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 09.02.2015 tarihinde açıldığından asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu nedenle dava, asliye hukuk mahkemesinde görülmelidir. Mahkemece, görev hususu re"sen dikkate alınarak görevsizlik kararı verilip dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olanan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.