20. Ceza Dairesi 2018/1354 E. , 2018/2800 K.
"İçtihat Metni"
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Tanık ... ile sanık ...’un üzerinden uyuşturucu madde ele geçirilmesine ilişkin olayla ilgili olarak; 19.11.2015 tarihli tespit yakalama üst arama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriğinden tanık ....’ın ilk mülakatta üzerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanık ...’dan aldığını beyan ederek sanığı gösterdiği, kolluk aşamasında susma hakkını kullanan tanık ....’ın savcılık aşamasında beyanından dönerek suça konu uyuşturucu maddeyi sanık ...’dan almadığını beyan etmesi karşısında, tanık ....’ın savcılık aşamasındaki beyanı ile olay tutanağı arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, tanığın duruşmaya getirtilip dinlenilerek çelişkinin giderilmesi ve sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Tanık Ahmet Dağanoğlu’nun üzerinden uyuşturucu madde ele geçirilmesine ilişkin 01.12.2015 tarihli olay ile ilgili olarak hukuki denetime olanak sağlayacak şekilde, olay yakalama, üst arama ve tartı tutanağının, basit krokinin, uzmanlık raporunun, sanığın soruşturma aşamasındaki savunmalarının aslı yada usulüne uygun onaylı örneklerinin dosya içine konulmadan karar verilmesi,
3) Tanık ...’nın üzerinden uyuşturucu madde ele geçirilmesine ilişkin 19.01.2016 tarihli olay ile ilgili olarak kolluk görevlilerince düzenlenen tutanak ve tüm dosya kapsamına göre, kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen sanığın yakalanmadan önce uyuşturucuyu yuttuğuna, uyuşturucu madde kullanıcısı olduğuna yönelik savunmasının aksine, teknik yöntemlerle bir tespitin yapılmadığı, tanık ...’da ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi bulunduğuna dair sanık ...’nın kovuşturma aşamasında mahkeme huzurunda döndüğü soruşturma aşamasındaki beyanı, canlı teşhis tutanağı ve olay tutanağı dışında, kuşku sınırlarını aşan mahkûmiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın bu eylemi nedeniyle mahkûmiyet kararı verilmesi,
4) Kabule göre;
a)Tüm dosya kapsamına göre, sanığın satışa arz ettiği uyuşturucu maddelerin yakalandığı yerin 19.11.2015 tarihli Basit Kroki tutanağına göre Doğantepe İbrahim Halilullah camisine 99.97 metre mesafe içerisinde olduğu, 01.12.2015 tarihli olay ile ilgili düzenlenen krokide Ulubey Hicret Camisine yaklaşık 100 metre uzaklıkta olduğu ve 20.01.2016 tarihli olayla ilgili olarak ulubey hicret camisi arasında mesafe 130 metre olarak belirtilmesi karşısında; uyuşturucu madde ticareti suçunun belirtilen camiye mutad ulaşım yolları ile (yaya yürüme yada araçla tespit edilecek) mesafesinin iki yüz metreden yakın olup olmadığının kesin olarak tespit edilerek belirlendikten sonra sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 188/4-b bendinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Sanığın 19.11.2015 tarihinde işlediği iddia edilen “ uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 13.01.2016 tarihinde düzenlenen iddianame ile kamu davasının açıldığı ve yargılamanın devam ettiği aşamada, sanığın 01.12.2015 – 19.01.2016 tarihlerinde işlediği ileri sürülen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 09.03.2016 tarihinde iddianame düzenlenerek kamu davasının açıldığı ve 19.11.2015 suç tarihli kovuşturması yürütülen dosya ile birleştirildiği, 19.11.2015 tarihinde işlendiği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 13.01.2016 tarihinde kamu davası açıldığından, sanığın 01.12.2015 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan hukuki kesinti oluşmadığı halde, sanığın 19.01.2016 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle hukuki kesintinin oluştuğu anlaşılmakla, sanığın 19.11.2015 ve 01.12.2015 tarihli suçun tek suç kabul edilerek zincirleme suç açısından tartışma yapılması, 19.01.2016 tarihli suç yönünden ise ayrı uyuşturucu madde ticareti yapma suçu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, resen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA, hükmolunan sonuç ceza yönünden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
18.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.