Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16771
Karar No: 2019/1444
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16771 Esas 2019/1444 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava tapu iptali-tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir. Davacı, davalı kardeşinin kredi temin edeceği telkiniyle dava konusu taşınmazların üzerine devrini sağladığını, ancak sonradan taşınmazları iade etmeye yanaşmadığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini; iptal-tescil talebi kabul görmezse alacağa hükmedilmesini istemiştir. Mahkeme, inançlı işlem iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı, yemin delilinin de kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, hak düşürücü süresi içerisinde hile nedeniyle yapılan sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılabileceği ve hilenin her türlü delille ispat edilebileceği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1., 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 28/1. maddeleri açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Hak düşürücü sürenin hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl olduğu ve karşı tarafa yöneltilecek irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği belirtilmiştir. Kararın
1. Hukuk Dairesi         2016/16771 E.  ,  2019/1444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ALACAK

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalı kardeşinin kredi temin edeceği telkiniyle dava konusu 4 parça taşınmazın üzerine devrini sağladığını, ancak sonradan taşınmazları iade etmeye yanaşmadığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini; ıslahen de, iptal-tescil talebi kabul görmezse alacağa hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, inançlı işlem iddiasının ancak yazılı delille kanıtlanabileğini, tanık dinlenmesine muvafakati bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, inançlı işlem iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı, yemin delilinin de kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Getirtilen kayıtlarla; dava konusu 10, 14, 21 ve 28 parsel sayılı taşınmazlarda taraflar paydaş iken, davacı ..."in bu taşınmazlardaki paylarını 15.04.2014 tarihinde kardeşi olan davalı ..."a satış yoluyla devrettiği sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada "hile" hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, hile(aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1.(818 sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili(makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen olgu ve ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Kabule göre de, keşfen saptanan dava değeri üzerinden eksik harcın tamamlattırılmaması da doğru değildir.
    Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi