
Esas No: 2016/10729
Karar No: 2017/16901
Karar Tarihi: 22.06.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/10729 Esas 2017/16901 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davacı idare vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 22/06/2017 günü temyiz eden davacı idare vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden davalı vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak, davacı idare vekilinin sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... Merkez Mahallesi 103 ada 35 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak, taşınmazda bulunan fındık ağaçlarına ise kapama fındık net gelirine göre belirlenen bedelden mutat münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer tespiti yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, üzerinde bulunan tel çite niteliğine göre değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2016/11564 E. sayılı ilamı ile denetimden geçen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/477 E. sayılı dava dosyasında, aynı kamulaştırma kapsamında komşu 103 ada 25 parsel sayılı taşınmazın metrekaresine 19.12.2013 değerlendirme tarihi itibariyle 71,60-TL değer biçildiği halde, dava konusu taşınmazın metrekaresine 13.05.2015 değerlendirme tarihi itibariyle 52,60-TL değer biçildiğinden bilirkişi raporu inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanununun 10. maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirmenin; aynı Kanunun 15/son maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle yapılması gerekir.
Bu nedenle, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan fındık ağaçları ile zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin dekar başına verim miktarlarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İlçe Tarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2015 yılı dekar başına üretim masrafları ile yıllık ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorularak bildirilecek bu resmi veriler esas alınmak suretiyle fındık ağaçlarının bedelinin belirlenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden, 2014 yılı resmi verilerine göre değer biçen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması,
3)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve 15.09.2015 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3.910,05 m2"lik kısmın yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında, kullanılamaz hale geldiği anlaşıldığından bu kısmın da bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.480,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.