14. Hukuk Dairesi 2018/4777 E. , 2021/3121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, gerekçeli karar tebligatının kayıt maliki davalılardan ..., ..., ..."nun bilinen en son adreslerine çıkarılması, bu adreslerin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması usulüne uygun olmadığından, adı geçen davalıların adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi;
2- Nüfus kayıt örneklerinin incelenmesine göre; dava konusu taşınmazda kayıt maliki olan ..."ın 28.06.2010, ..."nun 16.07.2003, ..."nin 21.08.2004 tarihlerinde dava açılmadan önce vefat ettikleri ancak mirasçılık belgelerinin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından taraf teşkilinin usulüne uygun denetlenebilmesi için mirasçılık belgelerinin ilgililerinden temin edilerek tespit edilecek mirasçılarından tebligat yapılmayanlar varsa, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği ile temyiz yoluna başvuru süresinin beklenilmesi,
3- Temyiz incelemesi yapılmakta olan eldeki dava ile bağlantısı olduğu anlaşılan ... ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/135 Esas ve ... ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/252 Esas sayılı dosyaları üzerinden açılarak daha sonra birleştirilen şuf"a (önalım) davalarına ilişkin "dava dilekçelerinin" ve "dosya inceleme tutanaklarının" mahkemesinden temin edilerek dosyaya eklenmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 27.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.