9. Hukuk Dairesi 2019/1880 E. , 2019/6407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin, davalı işverene ait işyerinde, 1.9.1997-5.3.2013 tarihleri arasındaki dönemde çalıştığını, davacı işçiye, 7.3.2013 tarihinde, 30 günlük ücretiyle karşılayamayacağından daha fazla zarar verdiği gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25 / II-ı maddesi kapsamında iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini; yapılan feshin, her şeyden önce 4857 sayılı Kanun’un 26. madddesinde öngörülen 6 iş günlük süre içerisinde yapılmadığını; ortaya çıkan zarardan davacı işçinin sorumlu olmadığını, zararın tutarının 30 günlük ücretini geçmediğini, davacı işçinin son aylık ücretinin brüt 1.322,30 TL olduğunu, davacı işçinin sendika üyesi olduğunu ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarını istemiştir.
B) Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin, davalı işverenin boyahane bölümünde çalıştığını; çalıştığı esnada, 2 ayrı işte kusurlu hareketi nedeniyle davalı işverene zarar verdiğini; verdiği zararın tutarının 1.363,63 TL olup, bu zararın, bir aylık ücreti ile karşılayabileceği miktardan yüksek olduğunu bu nedenle, 4857 sayılı Kanun’un 25/II-ı maddesi kapsamında haklı nedenle işten çıkartıldığını, davcacı işçinin işe giriş tarihinin 19.8.2004 olduğunu, aylık ücretinin 1.2340,15 TL olduğunu, fesih işleminin, 4857 sayılı Kanun’un 26. madddesinde öngürülen süre içerisinde yapıldığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı işverene ait işyerinde 1.1.2000-31.12.2003 ve 20.8.2004-5.3.2013 tarihleri arasında toplam 12 yıl 6 ay 15 gün süre ile en son 1.234,15 TL brüt ücretle çalıştığı, yol ve yemek yardımı ile diğer sosyal yardımların ilavesi ile kıdem tazminatına esas giydirilmiş brüt ücretinin 1.833,11 TL olduğu, kusur ve hesap bilirkişi raporları mahkememizce denetime açık kapsamlı, detaylı, olayın oluşuna uygun somut uyuşmazlığı çözücü nitelikte bir rapor olarak kabul edilerek hükme esas alındığı, dava dilekçesinde, davacı işçinin iş sözleşmesinin, ortada haklı bir neden olmadığı halde feshedildiği iddia edildiği, cevap dilekçesinde ise, davacı işçinin, 2 ayrı işte kusurlu hareketi nedeniyle davalı işverene zarar verdiği; verdiği zararın tutarının 1.363,63TL olduğu; bu zararın, bir aylık ücreti ile karşılayabileceği miktardan yüksek olduğu; bu nedenle,
4857 sayılı Kanun’un 25 / II-ı madddesinde haklı nedenle işten çıkartıldığı savunulduğu, dava dosyasına ibraz edilen 25.3.2015 tarihli bilirkişi raporundan, işyerinde meydana gelen zararın ortaya çıkmasında %50 kusurun davacı işçide, %50 kusurun da davalı işverende olduğunu, dolayısıyla, zararın 681,82 TL tutarındaki kısmından davacı işçinin sorumlu olacağı, davacı işçinin aylık brüt ücreti ise 1.234,15TL olduğundan, dava konusu olayın, davacı işçinin iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25/II-ı madddesinde haklı nedenle feshini gerektirmeyeceği, bu yönüyle yapılan feshin haklı nedene dayalı bir fesih olmadığı, bu durumda davacının iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe haksız suretle fesih edildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, hükme esas hizmet süresi bakımından, hizmet döküm cetvelinde davacının kabul edilen ilk çalışma dönemi olan 01/01/2000- 31/12/2003 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığı görünmekle birlikte hükme esas bilirkişi raporunda bu dönemde kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak, 12/02/2001-17/08/2001 tarihleri arasında çalışma görünmeyen boşluk bir dönem ve ayrıca 2003 yılının 3üncü 4 aylık döneminde 120 gün yerine 37 gün prim ödemesi bulunmaktadır. 05/01/2004 tarihinde davacının yeniden işe girişi görünmektedir. Bunlara hizmet döküm cetveline göre yaklaşık olarak toplamda 279 gün civarı çalışma görünmeyen bu süre hizmet süresine dahil edilmiştir. Tanık beyanlarında hizmet süresinin aralıksız mı yoksa aralıklı/kesintili mi olduğu noktasında açıklık yoktur.
Neticeten yukarıda bahsedilen hizmet döküm cetvelindeki yaklaşık toplam 279 gün civarındaki hizmet süresinin hesaba esas hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği taraf vekillerine açıklatılmalı, davacı asıl duruşmaya gerekirse bizzat celbedilerek bu yaklaşık 279 gün civarındaki boşluk dönemleri kendisine ayrıntılı şekilde açıklatılmalı, gerekirse SGK.dan ve ilgili yerlerden belgeler var ise getirtilmeli, gerekirse tanıklar yeniden bu konuda dinlenmeli, neticesine göre yaklaşık toplam 279 gün civarındaki bu sürenin tam olarak kaç gün olduğu ve ne kadarının hizmet süresine dahil edilebileceği, ne kadarının dahil edilemeyeceği denetime elverişli şekilde ortaya konarak dava konusu alacaklara etkisi belirlenerek sonuca gidilmelidir. Hizmet süresinin yukarıdaki hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde kabulü hatalıdır. Yeniden belirlenecek sürenin tüm hesapları etkileyeceği gözden kaçırılmamalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/03/2019 günü oybirliğiyle karar verildi.