10. Hukuk Dairesi 2014/10582 E. , 2014/13887 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Manavgat İş Mahkemesi
Tarihi :16.04.2012
No :2010/134-2012/184
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların avukatları tarafından temyizi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 26.10.1998 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Anılan madde kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalı işveren Kurumun rücu alacağından kusuru oranında sorumludurlar.
Sigortalı tarafından işveren şirket hakkında açılan Manavgat İş Mahkemesi’nin 2006/90 esas sayılı tazminat davasında alınan kusur raporunda işveren şirket %60, sigortalı %40 oranında kusurlu bulunmuş, iş bu davada alınan kusur raporunda; işveren şirket %40, sigortalı %60 kusurlu bulunmuştur.
a)506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde, güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. (Hukuk Genel Kurulu 17.01.2010 tarih 2010/10-10 Esas, 2010/14 Karar sayılı Kararı)
Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, zararlandırıcı sigorta olayındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda oluşan çelişkinin giderilmesi hususunda iş kazası konusunda uzman olan bilirkişilerden oluşa uygun kusur raporu alınması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
b)Dava konusu tedavi gideri ödemeleri yönünden Kurumun 7.1.2009 tarihi yazısı ile daha önce dava açıldığı bildirilmiş ise de, bu davaya ilişkin belgelerin gönderilmesi istemine ilişkin olarak, Kurum 2007/171 esas sayılı dava dosyasının bulunduğunun bildirildiği, bu dosyanın ise sigortalının işverene karşı açtığı tazminat dosyası olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle tedavi gideri yönünden dava açılıp açılmadığı hususundaki çelişki giderilmeli, varsa dava dosyası getirtilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
c)Öte yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum tarafından gönderilen peşin değer cetvelindeki gelire girme tarihi itibariyle bağlanan gelirin ilk peşin değeri olan 74.554,13 TL"nin davalının kusuruna isabet eden tutarla sınırlı olduğu gözetilmeksizin, kanunlar ve katsayılar nedeniyle gelirde meydana gelen artışların da dahil edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 4.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.