1. Hukuk Dairesi 2016/5690 E. , 2019/1431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPT... VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu ipt... ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu ipt... ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’in 2 parsel sayılı taşınmazının 2/3 payını ölmeden kısa bir süre önce oğlu ..."in eşi olan davalı ...’ya satış suretiyle devrettiğini, satış karşılığında bedel ödenmediğini, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olduğunu, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı yapıldığını ileri sürülerek, tapu kaydının ipt... ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmaz alımında bedelin büyük kısmını mirasbırakanın oğlu olan eşinin vermesine rağmen tescilin mirasbırakan adına yapıldığını, taşınmazın 2. ve 3. katlarını eşiyle birlikte yaptıklarını, satış işleminin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 28.10.2011 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak çocukları olan davacı ... ile dava dışı ..., ...ve H...se’nin kaldığı, mirasbırakanın dava konusu 2913 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 2/3 payını 25.07.2007 tarihinde davalı gelini Meliha’ya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının ipt...ni isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, dinlenen tüm davacı tanıkları ile bir kısım davalı tanıklarının dava konusu taşınmazın alımında ve üzerinde bulunan binanın yapımında davalının eşinin katkısı bulunduğuna dair beyanları yine davacı tanıklarından mirasbırakanın eşi ve tarafların annesi ...’in mirasbırakanın “gelini davalı ve oğlunun sürekli kavga ettiği için taşınmazı devrettiğini” kendisine söylediğine ilişkin beyanı, ayrıca mirasbırakanın taşınmazın tümünü devredebilecekken 1/3 payını üzerinde bırakması birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın temliki mal kaçırma amacıyla yapmadığı, davalının eşi olan oğlu ...’nin katkıları nedeniyle taşınmazı davalıya temlik ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değelendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.