11. Hukuk Dairesi 2018/1856 E. , 2019/6815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 17/09/2015 gün ve 2015/147 - 2015/218 sayılı kararı onayan Daire"nin 17/01/2018 gün ve 2016/6292 - 2018/387 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili "Sevdalıyım" isimli müzik eserinin söz ve müziğinin müvekkiline ait olduğunu, davalı şirketin yapımcı, diğer davalının icracı olduğu "Çizerim Seni- Zalim Kader" adlı albümde yer alan "Diyar Diyar Diyarbekir" isimli parçanın müziğinde müvekkilinin "Sevdalıyım" adlı eserinin müziğinin kullanıldığını, eser sahibi olarak da ..."ın gösterildiğini ileri sürerek FSEK 68"inci maddesi uyarınca 1.000,00 TL maddi tazminatın FSEK"in 68"inci madde hükmü uyarınca, 3 katı tazminat ile birlikte ve 10.000.- TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.08.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talep sonucunu 10.500,00 TL"ye çıkartmıştır.
Davalı ... davanın reddini istemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; dava konusu türkünün anonim olduğu, yenilik ve hususiyet taşımadığı, bu nedenle de davacının eser sahipliği sıfatının bulunmadığı ve FSEK 8. maddesi uyarınca da dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dava, musiki eserden doğan hakkın ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Sözlü ve sözsüz musiki eserler, 5846 sayılı FSEK’ın 3. maddesinde koruma altına alınmış bağımsız bir eser türüdür. Sözlü musiki eserlerde, güfte ve beste aynı eserde birleşse bile, sahipleri ayrı ayrı korunur. Bir bestede koruma konusu olan müziğin biçimi (yapı ve ritim) değil, ona hususiyet katan melodisidir (Ü.Tekinalp, FMH, s.123). Diğer eserlerde olduğu gibi, musiki eserlerinde de korumanın ön şartı sahibinin hususiyetini yansıtmasıdır. Bu bağlamda anonim musiki eserleri belirli bir sanatçının hususiyetini yansıtmadığı için, eser musiki eser niteliğinde olsa bile hukuken korunmaz. Bununla birlikte bir anonim eserin işlenmesi suretiyle ondan hususiyet içeren yeni bir eser elde edilmesi mümkündür. Bir musiki eserinin biçim yönünden halk müziği, sanat müziği veya pop müziği niteliğinde olması veya o ritimleri taşıması korumanın kapsamının belirlenmesinde rol oynamaz.
FSEK m. 11 uyarınca, yayımlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.
Somut olayda, daha önce yayın ve yayım konusu yapılmış musiki eserlerden, davacının dava konusu eserin bestesi üzerinde karineten hak sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi raporuna istinaden, dava konusu eserin halk şarkısı yapısında anonim bir eser olduğu ve sahibinin hususiyetini yansıtmaması nedeniyle koruma altında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, daha önceki hiçbir örnek gösterilmeden ve karşılaştırma yapılmadan, davacı tarafından ortaya konulan eserin, bir an için önceki anonim halk müziği yapısına benzese bile FSEK 6.maddesi anlamında işleme suretiyle bir eser niteliğinde olup olmadığı incelenmeden soyut gerekçelerle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.
2- 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca, hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.
Doktrinde genel olarak, kanun koyucunun,74. maddede sayılanlar dışında kalan hususlara ilişkin ceza mahkemelerinin tespitlerin hukuk yargılamasında etki etmesini istediği ifade edilmektedir (OĞUZMAN, M. Kemal, M. Turgut ÖZ, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, İstanbul 2013, s. 81; KILIÇOĞLU, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 19. Bası, Ankara 2015, s. 483-484). Dairemiz kararlarında da ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmiştir (Yargıtay 11. HD 11.1.2016 t. 2015/6013 E., 2016/71/K.).
Somut olayda, davacının şikayeti üzerine, aynı eylem nedeniyle bu dosya davalısının 5846 sayılı FSEK’nın 71/1 maddesi uyarınca eserden doğan mali ve manevi haklara tecavüz suçu nedeniyle hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verilmediği, kararın 26.09.2012 tarihinde kesinleştiği ceza mahkemesinin, davalının eylemine yönelik maddi vakıayı “davalının izinsiz olarak davacının hak sahibi olduğu müzik eserini sahiplendiği ve eserin anonim nitelikte olmadığı” şeklinde belirlediğine göre, TBK’nın 74.maddesi uyarınca, hukuk hakiminin ceza hakimi tarafından belirlenen maddi vakıayla bağlı olduğu halde, Mahkemece bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenden dolayı da davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.01.2018 tarih, 2016/6292 Esas ve 2018/387 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.