1. Hukuk Dairesi 2019/4470 E. , 2021/3696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..." in maliki olduğu 3 nolu bağımsız bölümün satışı için dava dışı ...’nu vekil tayin ettiğini, vekil tarafından taşınmazın 50.000TL bedelle davalıya temlik edildiğini, mirasbırakanın vekâletname tarihinde ehliyetsiz olduğunu, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı yapıldığını ileri sürerek 453 ada 84 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün satış işleminin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazı 50.000,00-TL bedel karşılığında satın aldığını, mirasbırakanın borçları olduğu için taşınmazı satmak istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece “...Somut olayda, temlikin 31.07.2007 tarihinde yapıldığı, dosyadaki hastane kayıtlarından mirasbırakanın 16.07.2007 tarihinde kanser hastası olduğunu öğrendiği ve 08.08.2007 tarihinde de öldüğü anlaşılmaktadır. Satış bedeli olan 50.000-TL mirasbırakanın terekesinde tespit edilememiş olup bu meblağdaki bir paranın ağır hasta olduğu anlaşılan mirasbırakan tarafından 8 gün içerisinde harcandığının kabulü hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu durumdaki bir kişinin kısa bir süre içerisinde maliki olduğu taşınmazı satması da makul değildir. Hâl böyle olunca, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan adına kayıtlı çekişmeli 3 numaralı bağımsız bölümün 31.07.2007 tarihinde davalıya, davalı tarafından da 31.03.2011 tarihinde dava dışı ...’a devredildiği, ... Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan 2007/982 Esas 2007/941 Karar sayılı veraset ilamına göre mirasbırakan ...’in tarihinde 08.08.2007’de ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı çocukları ... ve ...’in kaldıkları, nüfus kaydından mirasbırakanın 18.06.2007 tarihinde dava dışı ikinci eşi ... ile evlendiğinin görüldüğü, dava dışı eş ...’nın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasçılık iddiası ile 2009/934 Esas sayılı dosya üzerinden davacıları hasım göstermek suretiyle dava açtığı, yargılama sonucunda önceki veraset ilamının iptali ile mirasbırakanın mirasçıları olarak eşi ... ile çocukları ... ve ...’nın kaldıklarının tespitine karar verildiği, UYAP sorgusunda kararın 21/01/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, güncel tapu kaydından taşınmazın halen dava dışı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olurlar.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
O halde, kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usuli eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de, açılan veraset ilamının iptali davası sonucunda davacıların miras payları değişmesine rağmen, iptal edilen veraset ilamı esas alınarak hüküm kurulması da doğru değildir.
Davalının bu yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.