9. Hukuk Dairesi 2015/33434 E. , 2019/6392 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.12.2011-20.12.2012 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde satış müdürü olarak çalıştığını, müvekkilinin net 2.500,00 TL maaş ile 1.250,00 TL konut yardımı aldığını, müvekkilinin davalı işverenin cinsel tacizlerine maruz kalması neticesinde iş akdini haklı olarak feshettiğini, gerçeğin ortaya çıkacağını düşünen davalının müvekkiline iftiralar atarak sindirmeye çalıştığını, tacizde bulunan kişiyi ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiğini, müvekkilinin kıdem tazminatı, yıllık izin ücretinin ödenmediğini, müvekkilinin haftanın 6 günü 09:00-21:30 saatleri arasında çalıştığını, Pazar günleri yarım gün çalıştığını, müvekkilinin fazla mesai ücretlerinin, ödenmediğini, müvekkilinin tüm genel tatillerde çalışmasına rağmen bu ücretlerinin de ödenmediğini, müvekkilinin 2012 Aralık ayı ücretinin ve 2012 Kasım ayı ücretin 2.000,00 TL"sinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, kısmi dava olarak açılamayacağını, davacının satış görevlisi olarak aylık net 750,00 TL ücretle kısmi süreli olarak 15.12.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının 01.08.2012 tarihinden sonra satış görevlisi olarak tam gün ve 1.250,00 TL net ücret ile çalışmaya başladığını, davacının kısmi süreli çalıştığı dönemde genelde Salı, Çarşamba, Perşembe, Cumartesi günlerinde, tam gün olarak çalıştığı dönemde ise haftanın 6 günü 10:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, davacının kısmi süreli çalışma döneminde 30 saati aşan çalışması olmadığını, iş yoğunluğu dönemlerinde zaman zaman saat 20:00"de işten çıktığı günler olduğunu, bu dönemlerde davacıya fazla mesai ödemesi yapıldığını, davacının bazı Pazar günlerinde çalıştığını, bu çalışmasının karşılığının da ödendiğini, davacı ücretlerinin tam ve eksiksiz olarak zamanında ödendiğini, davacıya yemek ücreti ve konut yardımı ödendiğini, davacıya Eylül Ekim, Kasım 2012 aylarında aylık 1.250,00 TL konut yardımı ödendiğini, davacıya çalıştığı dönemlerde resmi tatil ve bayram ücretlerinin ödendiğini, davacının yıllık izin alacağının almış olduğu avanstan mahsup edildiğini, davacı ödemelerin banka yolu ile yapıldığını, davacının dava dilekçesinde iş akdini kendisinin feshettiğini belirtmesine karşın iş akdinin davalı tarafça haklı neden ile feshedildiğini, davacının kıdem tazminatı alacağı aldığı avanstan mahsup edildiğini, davacının cinsel taciz iddialarının asılsız olduğunu, davacının mazeretsiz olarak işe gelmediğini, davacının iş ahlakına uymayan tavırları nedeniyle iş akdinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının müvekkili şirket bilgisayarlarını ve telefonlarını usulsüz kullandığını, bunun için davalıya ... Noterliği 21.12.2012 tarih ve 12786 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği ve davacının savunmasının istendiği, davacı savunmasının haklı nedene dayanmadığını bu nedenle iş akdinin 25.12.2013 tarihinde feshedildiğini, buna ilişkin ... Noterliği 26.03.2013 tarih ve 5694 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 3. Kişilere şahsi hesabı ile satış yapıp yapmadığının sorulduğu ihtarname keşide edildiğini, davacının bu ihtarnameye cevap vermediğini, davacıya yemek ücreti ve konut yardımı dışında 24.08.2012 tarihinde 3.500,00 TL ve 26.09.2012 tarihinde 3.500,00 TL olmak üzere toplam 7.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, Ekim 2012 ve Kasım 2012 aylarında 500,00"er TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL"nin maaşından mahsup edildiğini, bakiye 6.000,00 TL"den davacının 1.204,03 TL Aralık maaşı, 14 günlük izin ücreti ve 1.242,50 TL kıdem tazminatı olmak üzere toplam 2.447 TL mahsup yapıldığını, bakiye 3.553,47 TL"nin iade edilmediğini, davacı aleyhine icra takibine geçildiğini, davacının yasal faiz talep edebileceğini, davacının cinsel taciz iddiasının iş akdi feshinden 4 ay sonra yapıldığını, hiçbir ihtarnamesine bu iddiadan bahsetmediğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalı işyerinde; 15/12/2011- 20/12/2012 tarihleri arasında satış görevlisi olarak çalıştığı, dinlenen tanık beyanları, aylık ücret bordroları, banka hesap ekstreleri, yaptırılan emsal ücret araştırmasına göre davacının aylık ücretinin 2.500,00TL.olduğu, ayrıca yemek yardımı aldığı,davacı dava dilekçesinde davalı şirket sahibinin sözlü ve cinsel tacizlerine mağruz kalması nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 24/II-b maddesi kapsamında haklı nedenle fesih ettiğini, davalı ise davacının işyerine 15/12/2012, 17/12/2012 ,18/12/2012, 19/12/2012 ve 20/12/2012 tarihlerinde izinsiz ve mazeretsiz olarak gelmediğini, şirket bilgisayarını ve telefonunu kendi özel görüşmeleri için kullandığını ve kendisinin kullandığı şirket bilgisayarında müstehcem ve iş ahlakına uymayan özel yazışma ve görüşmelere rastlanması sebebiyle 4857 sayılı Kanun"un 25/II-g maddesi kapsamında haklı nedenle işten çıkartıldığını iddia ettiği, davacı işçinin işyeri telefon ve bilgisayarını şahsi işleri için kullandığını ve müstehcem görüntüleri içerir herhangi bir belge dava dosyasına ibraz edilmemiştir. Yine davalı taraf şahidi Hediye Tan"ın ifadesinden iddia konusu görüşmelere ilişkin kayıtların, davacı işçiye tahsis edilen bilgisayarda özel bir dosya içerisinde olduğu bu tanığın izinsiz açması sonucunda bu bilgiye ulaşıldığı anlaşıldığı, dava dosyasına ibraz edilen 15/12/2012 ve sonrasına ilişkin tutanaklara göre davacı işçinin bu tarihten itibaren işyerine gelmediği anlaşılmakta ise de, davalı işverenin bu gerekçeyle iş sözleşmesini feshettiği tarihin 25/12/2012 olduğu, bunun öncesinde davacı işçinin taciz nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği tarih ise ... dir. Fesih işlemi tek taraflı yenilik doğurucu işlem olduğundan dava konusu iş sözleşmesi 20/12/2012 tarihinde sona erdiği, bu noktada açıklığa kavuşturulması gereken konu davacı işçinin yaptığı bu feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı olduğu, davacı işçinin yaptığı şikayet üzerine davalı hakkında yapılan soruşturma Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 17/12/2013 tarih 50697/91378 numaralı kararıyla takipsizlikle sonuçlandığı, davacı taraf yaptığı feshin haklı nedene dayandığını gösteren herhangi bir delili dava dosyasına ibraz edilmediği, ancak davalı cevap dilekçesinde davalı işverenin daha önce işçiye yaptığı ödemenin bir kısmının işçinin kıdem tazminatı alacağını mahsup ettikten sonra davacıdan talep ettiği anlaşıldığı, dolayısıyla davalı işçinin kıdem alacağı olduğunu kabul ettiğinden davacının kıdem tazminatı almaya hak kazandığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, ayrıca tanık beyanları ile ispatlanan haftalık 45 saati aşan fazla çalışma ücret alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağında Yargıtay uygulamaları gereği yüzde otuz takdiri indirim yapılarak hüküm altına alınmış, kullandırıldığı ya da ödendiği ispatlanmayan izin ücreti alacağı ile ödendiği yönetimince ispatlanmayan ücret alacak talebi de kabul edildiği, 30/08/2015 tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun,denetime ve hüküm kurulmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı vekilinin cevap dilekçesinin 14 numaralı bendinde davacıya ödendiğini iddia ettiği avansların bir kısmını kıdem tazminatına mahsup ettiklerini belirttiğinin ve müşterilerin davacının hesabına para yatırdığına ilişkin hususun takas mahsuba ya da karşı davaya konu edilmediğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dilekçesinde ücret alacağının talep edildiği, sosyal yardım kapsamındaki konut yardımının talep edilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim, davacı vekili, 09/02/2015 tarihli dilekçesinde davacının maaş haricinde aldığı 1250 TL konut yardımının dava ile veya işçi alacakları ile hiç bir bağı bulunmadığını ifade etmiştir.
Bu nedenle ücret alacağı olarak hükmedilen miktar içine HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak konut yardımının da dahil edilerek hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının ayda kaç pazar günü çalıştığına ilişkin hesaplamaya olanak sağlayan delil bulunmamaktadır. Bu nedenle ayda 1 pazar günü çalıştığı kabul edilerek bu pazar günü çalışmasının fazla mesai ücretine dahil edilmesi hatalıdır. Fazla mesai ücreti pazar günü çalışması dahil edilmeksizin hesaplanmalıdır.
4-Davalı vekili davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren bir süre kısmi süreli istihdam edildiğini ileri sürmüştür. Kısmi süreli iş aktinde davacının imzası bulunmamaktadır. 2012/7. ayı ve öncesinde SGK’ya davacı hakkında eksik gün bildirimi kod 06 olarak bildirilmiş olmakla beraber bu belgelerde sadece davalının imzası bulunmakta, davacının imzası bulunmamaktadır. Bordrolarda 2012/7. ayı ve öncesinde genel olarak 15’er gün üzerinden maaş tahakkuku bulunmakla birlikte 2012/7. ayı ve öncesi aylarda net ücret 1500 TL, 2012/8 ayı ve sonrasında net ücret 1250 TL şeklindedir. Ancak toplam ödeme 2012/7 ayı ve öncesinde daha düşüktür. Bordrolarda davacının imzası bulunmamaktadır. Hizmet döküm cetvelinde de 2012/7. ayı dahil 7. aya dek 15’er günden, 2012/8. ayı ve devamında 30’ar günden SGK primi yatırılmıştır. Tanık beyanlarında kısmi istihdam olup olmadığı hakkında bir açıklık yoktur.
Mahkeme tarafından, davacı asıl duruşmaya celbedilerek bizzat davacı asıldan yukarıda sayılan belgelerdeki kısmi istihdama yönelik kayıtlar sorulmalıdır. Varsa bu konuya dair sair belgeler toplanmalı, tanıklar yeniden dinlenmelidir. Neticeten toplanan tüm deliller bir arada değerlendirilerek kısmi istihdamın ispatlanıp ispatlanamadığı ele alınmalı, ispatlandığı sonucuna varılması halinde hüküm altına alınan tüm işçilik alacaklarına etkisi irdelenmelidir.
5-Hizmet süresine dahil edilebilecek son günün tespiti bakımından;
Davacının 14/12/2012 tarihli noter ihtarında 13/12/2012 tarihinde işten çıkarıldığının belirttiği görülmektedir. Bu beyanı davacıyı bağladığından, hizmet süresinin 13/12/2012 tarihinde son bulduğu kabul edilerek hesaplamalar yapılmalıdır. Bu hususun hüküm altına alınan tüm kalemlere etkisi de irdelenmelidir.
6-Ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından, hükme esas bilirkişi raporunda çalışma karşılığı ilave tahakkuk bulunmadığı belirtilmiş ise de 2012/8. ayı bordrosunda "Bayram Faz Çal Saati Ücreti" başlığı ile 228 TL tahakkuk bulunmaktadır.
Mahkeme tarafından, bordrolar tek tek incelenerek hüküm altına alınan alacaklar bakımından tahakkuk olan bordrolar tek tek tespit edilerek bu bordrolardaki tahakkukların banka ve sair yolla ödenip ödenmediği de belirlenerek hüküm altına alınan alacaklara etkisi, hüküm altına alınan alacaklardan mahsubunun gerekip gerekmediği ya da ait olduğu bordro döneminin hesaplamadan dışlanması gerekip gerekmediği denetime elverişli şekilde irdelenmelidir. Eksik araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.