11. Hukuk Dairesi 2018/5824 E. , 2019/6807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/07/2017 tarih ve 2017/19 E. - 2017/294 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 18/10/2018 tarih ve 2018/377 E.- 2018/1074 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1982 yılından itibaren kurumsal sigortacılık tecrübesi olan, 2001 yılından beri sigorta brokerliği lisansı bulunan, 2015 yılında yeniden yapılanan sigorta brokerleri sinerji grubu WING"in Türkiye"deki tek üyesi olan müvekkilinin 18.06.2015 tarihinde "INTEGRA" ibareli 36.sınıftaki "Sigorta ve Reasürans Aracılık ve Danışmanlık Hizmetleri, Sigorta Brokerliği Hizmetlerini" içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/55973 kod numarası verilen başvurunun, davalı şirketin "İNTEGRAL+ŞEKİL" ibareli, 36. Sınıf hizmetleri içeren 2013/75209, "FOREX İNTEGRAL+ŞEKİL" ibareli, 36. Sınıf hizmetleri içeren 2013/75210, "FOREX İNTEGRAL+ŞEKİL" ibareli, 36. Sınıf hizmetleri içeren 2013/75185, "FOREX İNTEGRAL UFK+ŞEKİL" ibareli, 36. Sınıf hizmetleri içeren 2013/75207 sayılı markalarına dayalı itirazı üzerine Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, müvekkilinin ret kararının kaldırılması istemiyle itiraz ettiğini, itirazı inceleyen YİDK"nın itirazın reddine karar verdiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira integral ibaresinin parçalardan oluşmuş bütün veya türevi bilinen fonksiyon anlamına gelen bir matematik terimi olduğunu, müvekkili başvurusunun konusu olan işaretin ise bir anlamının bulunmadığını, davalının markalarının 36.sınıf hizmetleri bakımından ayırt ediciliğinin düşük seviyede olduğunu, özellikle döviz yatırım piyasası anlamına gelen "FOREX" ibaresiyle integral ibaresinin birleşiminden bunun açık biçimde göründüğünü, bütünsel olarak bıraktıkları umumi intiba itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak markaların tamamen farklı olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 2016-M-7936 sayılı kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, bu sebeple iptali istenen kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, redde mesnet alınan markaların "İNTEGRAL+ŞEKİL"; "FOREX İNTEGRAL+ŞEKİL"; "FOREX İNTEGRAL+ŞEKİL"; "FOREX İNTEGRAL UFK+ŞEKİL"" ibareli oldukları, bu markaların asıl ve ayırt edici unsurlarının "İNTEGRAL" ibaresinden oluştuğu, "forex" ibaresinin 36. Sınıf hizmetler bakımından tanımlayıcı olduğu, davacının başvurusunun da "INTEGRA" ibaresinden oluştuğu, redde mesnet markalar ile başvuru konusu işaretin "INTEGRA" ve "İNTEGRAL" ibareleri itibariyle aynı veya benzer sescil ve görsel etkiyi bıraktıkları, zira gerek yazım biçimleri, gerekse sescil olarak bıraktıkları etkinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, bütünsel olarak bıraktıkları izlenimin bu marka ve işaretlerin birbirleriyle ilintili oldukları yönünde kanaat oluşturduğu, aralarındaki tek farkın başvuru konusu işaretin sonunda L harfinin eksilmesi olduğu, böyle bir küçük fark varsa bile bu farklılığın ürün ve hizmetlerin ortalama tüketicilerinin önemli bir kısmı tarafından fark edilmesinin ve markaların ayrı olduğu yönünde kanıya ulaşılmasının mümkün olmadığı, başvuru konusu işaretin kullanılıyor olmasının, başvurunun nispi ret nedeninden etkilenmeksizin tesciline olanak sağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.