Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4509
Karar No: 2019/1420
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/4509 Esas 2019/1420 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/4509 E.  ,  2019/1420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ...’ın maliki olduğu 56 ada 10 parsel sayılı taşınmazını ikinci eşi olan davalı ...’a 05.02.2007 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi ev hanımı olan davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı, mirasbırakana ölünceye kadar kendisinin baktığını, her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, öte yandan murisin İstanbul ilinde bulunan dört katlı binadaki iki dükkan ile dört dairesini sağlığında ilk eşinden olma çocukları olan davacı ile dava dışı...’ye verdiğini, buna karşılık da dava konusu taşınmazı kendisine devrettiğini, malını paylaştırdığını, ayrıca mirasbırakanın geriye taşınmazlar da bıraktığını, mal kaçırma amacının bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’ın 24.12.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşi ...’ten olma davacı oğlu ... ile dava dışı... ...’ın mirasçılarını ve davalı ikinci eşi ... ile ...’dan olma dava dışı dört çocuğunu bıraktığı, murisin maliki olduğu dava konusu 56 ada 10 parsel sayılı taşınmazını ( 192 m2’lik – Bahçeli Tek Katlı Kargir Ev ) 05.02.2007 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin (bir başka ifade ile malın bedelinin) ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.04.2009 günlü 2009/1-130 sayılı kararı). Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 günlü 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
    Somut olaya gelince, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarından; murisin ölümünden önce takriben 10 yıl kadar felçli olduğu, bu dönem boyunca murise davalının baktığı, her türlü ihtiyacı ile ilgilendiği, muris hakkında kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarından; murisin emekli olduğu, ölmeden önce 10 yıl kadar felçli olduğu, bakımının eşi ... tarafından sağlandığının tespit edildiği, murisin ölümü ile geriye Sinop ili Türkeli ilçesinde bulunan 125 ada 12 ( 1.790 m2’lik – Tarla ) ile 126 ada 36 ( 4.339 m2’lik Tarla ) parsel sayılı taşınmazlarını bıraktığı, ayrıca murisin İstanbul ilinde bulunan 5083 ada 13 parsel sayılı taşınmazda 19.10.2006 tarihinde ilgili belediyeden tahsis suretiyle edindiği 1635/5000 payı var iken; anılan payı 22.11.2006 tarihinde üçüncü kişiye devrettiği, murisin bu devir nedeniyle oğlu olan davacıyı şikayet ettiği ve Türkeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na 07.03.2007 tarihinde verdiği beyanında; İstanbul ilinde çatı katı dahil 5 katlı ve o tarihte tapusu bulunmayan bir binası olduğunu, dairelerini çocukları ve eşi arasında paylaştırdığını, bu paylaşımdan oğlu ...’ye üçüncü kat ile alt katta bulunan dükkanın düştüğünü, işlemlerin yapılabilmesi için oğlu ...’nin kendisinden vekaletname alarak eşi ...’ya verdiği ikinci kat ile çatı katını Sait isimli bir şahsa sattığını, o dönem sağlık problemlerinin bulunması ve eşi ...’nın da kendisi ile ilgilenmesi nedeniyle vekalet verdiğini beyan ettiği, murisin savcılık huzurunda verdiği bu beyanına göre oğlu ...’den mal kaçırma amacı bulunmadığı, aksine İstanbul ilindeki tapusu bulunmayan dairelerden bir kaçını verdiği, ayrıca eşi ...’nın kendisine baktığını açıkça ifade ettiği bir bütün halinde değerlendirildiğinde murisin çekişmeli temlik ile mirasçılardan mal kaçırma amacı bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi