11. Hukuk Dairesi 2019/3750 E. , 2019/6804 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/05/2017 tarih ve 2016/155 E- 2017/212 K. sayılı kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/1346 E- 2018/174 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 2015/10573 sayılı, "ŞEKİL” markasının, 10. sınıftaki mal ve hizmetleri kapsayan başvurusunun, önce TPMK Markalar Dairesi Başkanlığınca 556 sayılı KHK"nın 7/1-a, c ve e maddeleri kapsamında reddedildiğini, bu ret kararına müvekkilince yapılan itirazın da TPMK YİDK tarafından 556 sayılı KHK"nın 7/1-a maddesi uyarınca reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kullanım sonucu ayırt edicilik kazanan işaretlerin 556 sayılı KHK"nın 7/1-a, c ve d bentleri uyarınca reddedilemeyeceğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın 2016/M-810 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu marka başvurusunun, 556 sayılı KHK"nın 7/1-a maddesine göre soyut ayırt ediciliğinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile TPMK YİDK"nın 28.01.2016 tarih 2016-M-810 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TPMK YİDK kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararı istinaf talebi üzerine inceleyen bölge adliye mahkemesi ise davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.
İstinaf dilekçesinin verilme usulü 6100 sayılı HMK"nın 343. maddesi ve bu madde delaletiyle aynı Kanunun 118. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre dilekçenin bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydedildiği tarihin kararın istinaf edildiği tarih olarak dikkate alınacağı; 345. maddesinde ise istinaf yoluna başvuru süresinin ilamın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu düzenlenmiştir. Yine aynı Kanunun istinaf dilekçesinin reddine ilişkin 346. maddesinde ise istinaf dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra veya kesin olan bir karara ilişkin olarak verilmesi halinde kararı veren mahkemece istinaf dilekçesinin reddine karar verileceği usulüyle birlikte belirtilmiş; bununla birlikte, Kanunun 352/1.c maddesinde bölge adliye mahkemesinin dosya üzerinde yapacağı ön incelemede de istinaf başvurusunun süresinde yapılmaması halinde istinaf isteminin reddine karar verebileceğine yer verilmiştir.
Somut dosyada, davalı Kurum vekilinin 18.09.2017 tarihini ihtiva eden ıslak imzalı dilekçesinin 22.09.2017 tarihinde ilk derece mahkemesince havalesi yapılarak dosya arasına alındığı, istinaf harçlarının ise 19.09.2017 tarihinde yatırıldığı, dosyanın Dairemizce, istinaf dilekçesi üzerindeki havale tarihi, bu havale tarihi ile dilekçede yer alan tarih ve harçların yatırıldığı tarih arasındaki çelişkinin giderilmesi maksadıyla dilekçenin bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydedildiği tarihin netleştirilmesi için 10.06.2019 tarih 2018/2297 E.- 2019/4195 K. sayılı kararıyla geri çevrildiği, geri çevirmenin gereği olarak ilk derece mahkemesi hakimi ve yazı işleri müdürü tarafından düzenlenen 27.08.2019 tarihli tutanaktan anlaşıldığı üzere istinaf harçlarının 19.09.2017 tarihinde yatırılmasına ve istinaf dilekçesinin 18.09.2017 tarihini ihtiva etmesine rağmen, davalı Kurum vekilinin ıslak imzalı dilekçesini 22.09.2017 tarihinde ilk derece mahkemesine fiziken sunduğu anlaşılmıştır.
Şu halde, ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı Kurum vekiline 06.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre istinaf istemi 20.09.2017 günü mesai bitimine kadar fiziken veya aynı günün gün sonuna kadar UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi halinde dikkate alınabilecekken, ilk derece mahkemesince kanuni süre geçtikten sonra 22.09.2017"de sunulan istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 346. maddesinde öngörülen şekilde reddedilmesi yerine talep dikkate alınarak dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesi ve dahi bölge adliye mahkemesince HMK"nın yukarıda anılan 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme safhasında istinaf isteminin reddine karar verilmeksizin işin esasına girilip başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2017/1346 E.; 2018/174 K. sayılı kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.