(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2020/9949 E. , 2021/3274 K.
"İçtihat Metni"
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 155/2, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/07/2015 tarihli ve 2014/202 esas, 2015/427 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2019 tarihli ve 2014/202 esas, 2015/427 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/10/2019 tarihli 2019/1264 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/09/2020 gün ve 94660652-105-34-18478-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/10/2020 gün ve 2020/81717 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine tâbi olabileceği göz önüne alındığında, henüz hukuken varlık kazanmayan hüküm yönünden olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesine karar verilemeyeceği;
2- Kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi uyarınca;
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılması,
b)Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılması,
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması,
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, hallerinde mümküm bulunduğu nazara alındığında;
Somut olayda, sanık tarafından yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak yapılan iddiaların yargılama aşamasına ilişkin olduğu ve hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan yeni bir olay yahut delil bulunmadığı sebebiyle yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığı,
Gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yapılan yargılama sonunda ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/07/2015 tarih ve 2014/202-2015/427 E.-K. sayılı kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılanın anılan karara vaki itirazının reddedilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 04/09/2015 tarihinde kesinleştiği, daha sonra sanığın 29/08/2019 havale tarihli dilekçesiyle yeni delil ortaya çıktığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, talebin aynı mahkemece 09/09/2019 tarihli Ek Karar ile reddedildiği, söz konusu ret kararına itiraz edildiği, itiraz üzerine merciince itiraz kabul edilerek söz konusu Ek Kararın kaldırılmasına karar verildiği ve bu mercii kararına karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu incelenen dosya münderecatından anlaşılmakta olup, kesinleşen bir hükümle neticelenen dava hükümlü lehine olmak üzere CMK"nın 311. maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde yeniden görülebileceğinden, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi için kesinleşmiş bir hüküm bulunması gerektiğinden, hâlbuki CMK"nın 223/1. maddesinde yer alan "... Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür." şeklindeki düzenleme nazara alındığında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını "hüküm" olarak nitelendirme imkânı bulunmadığı gibi, sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacağı cihetle, kesinleşen hüküm niteliğinde bulunmayan "hükmün" açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesinin mümkün olmaması karşısında, merciince itirazın reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/10/2019 tarih ve 2019/1264 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.