Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3720
Karar No: 2019/6800

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3720 Esas 2019/6800 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/3720 E.  ,  2019/6800 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/12/2017 tarih ve 2015/286 E. 2017/1194 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/03/2018 tarih ve 2018/421-2018/462 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş Dairemizce temyiz isteminin süre yönünden reddedilmiş, bu kez asıl davada davalılar-birleşen davada davacı vekili tarafından maddi hata düzeltimi istenmiş ve maddi hata dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

    Davacılar vekili, müvekkillerinin yönetim kurulunu oluşturduğu davalı şirketin Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/950 E.-2014/381 K. sayılı kararı üzerine atanan kayyumun çağrısı ile toplanan 27.12.2014 tarihli 2013 yılı olağan genel kurulunda yönetim kurulunun ibra edilmemesine dair alınan 4 nolu kararın iptalinin gerektiğini, zira müvekkillerinin ibra edilmemeleri için geçerli bir nedenin bulunmadığını, davalıların gerçeğe aykırı iddialarla kötüniyetli olarak ibra etmeme yönünde oy kullandıklarını ileri sürerek müvekkillerinden oluşan yönetim kurulunun 2013 yılı faaliyetleri açısından ibra edilmemelerine yönelik davalı şirketin 27.12.2014 tarihli genel kurulunun 4 nolu kararının iptali ile ibra edilmiş sayılmalarına karar verilmesini talep etmiş; birleşen davada ise, yönetim kurulunun genel kurul toplantısında bizzat bulunmasının bir zorunluluk olmadığını şirketin mali müşavirinin toplantıda hazır bulunduğunu, müvekkillerinin şirketi zarara uğratan bir faaliyetlerinin veya harcamalarının olmadığını, asıl birleşen dava davacısının şirketin zararına girişimlerde bulunduğunu savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
    Davalılar ..., ... ve ... vekili, davalıların yönetim kurulunu oluşturduğu diğer davalı şirketin 2012 ve 2013 yılları olağan genel kurullarının toplanması için Mahkemeye başvurduklarını ve atanan kayyum vasıtasıyla 27.12.2014 tarihli genel kurulun toplandığını, bu toplantıya davacıların katılım dahi göstermediklerini, bu nedenle müvekkillerinin sorularının cevapsız kaldığını, cevapsız kalan hususların şirketin zararına yol açtığını, ibra etmeme kararının hukuka uygun olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece menfaat çatışması sebebiyle şirkete atanan kayyum, aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
    Birleşen davada ... vekili, davalı yönetim kurulu üyelerinin şirket nezdinde SSK"lı olarak gösterildiklerini, şahsi benzin giderlerini şirketten karşıladıklarını, şirket bilançolarının gerçeği yansıtmadığını, genel kurul toplantılarında ticari borçlara ilişkin açıklama yapılmadığını ve hatta yönetim kurulunun toplantılara dahi katılmadığını, şirketin daha önce kredi kullanmamasına rağmen 2013 yılında kredi kullandığını, şirketin karlılık oranını her geçen yıl düştüğünü ileri sürerek davalıların şirketin zararlarından şahsen sorumlu olduklarının tespitine ve şirket lehine tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı gerçek kişiler aleyhine genel kurul kararının iptali istemiyle dava açılması mümkün olmadığından bu kişiler aleyhine açılan davanın pasif husumet bulunmadığından reddinin gerektiği; yönetim kurulu üyesinin kendisinin ibra edilmemesine dair genel kurul kararının iptali yönünde dava açabilmesi için bu kararın alındığı tarihten itibaren makul bir süre geçtiği halde aleyhine sorumluluk davası açılmamış olması gerektiği, aksi halde yani bir sorumluluk davası açılması halinde yöneticinin kendisinin ibra edilmemesine dair kararın iptalini istemekte hukuki yararının bulunmayacağı, zira anılan ibra edilmeme kararının yerinde olup olmadığının, açılmış bulunan sorumluluk davasında somut nedenleriyle birlikte incelenip değerlendirileceği, somut olayda sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir karar bulunmadığı, dava tarihine kadar da herhangi bir sorumluluk davası açılmadığı, davanın TTK 445.maddesinde belirtilen dava açma süresi olan 3 aylık sürenin dolmasına 1 gün kala açılmış olması nedeniyle genel kurul kararıyla dava tarihi arasında makul sürenin geçtiği, anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep haklarının da bulunduğu, genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetkinin sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda genel kurulda 2012 yılı ve 2013 yılı bilançosu ve gelir tablosu yani kar zarar hesaplarının ayrı ayrı okunup müzakere edilerek kabul edildiğinin, gerek 2013 yılı gerek 2012 yılı için herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediğinin mütalaa edildiği, yönetim kurulunun 2012 yılı yönünden ibra edilip, 2013 yılı için ibra edilmemesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, ayrıca aksine dosyada bilgi, belge, delilde bulunmadığı; birleşen dava yönünden ise, alınan bilirkişi raporunda 2012 ve 2013 yönetim kurulunca genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunmadığının bildirildiği, 2012 yılı ve 2013 yılı yönünden davalı yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri ve şirkete veya pay sahiplerine zarar verdiklerinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davanın HMK 114/1-d, 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, davalı Campaş Petrol Turz. San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın kabulüne, davalı şirketin 27.12.2014 tarihli genel kurulunda alınan 4 no"lu ""yönetim kurulu üyelerinin 2013 yılı için ibra edilmemelerine ilişkin"" kararın iptaline; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; anılan kararın temyizi üzerine asıl davada davalılar ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz istemi süre yönünden reddedilmiştir.
    Asıl davada davalılar ve birleşen davada vekili bu kez Dairemizin temyiz isteminin süre yönünden reddine dair kararının maddi hata ile verildiğini ileri sürerek anılan red kararının kaldırılıp dosyanın temyizen incelenmesi talebinde bulunmuştur.
    1- Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 26.03.2018 tarihli 2018/421 E., 2018/462 K. sayılı ilamı asıl davada davalı ..., ... ve ... ile birleşen davada davacı vekili tarafından UYAP Avukat Portalı üzerinden gönderilen dilekçe ile 24.04.2018 tarihinde temyiz edildiği, buna rağmen Dairemizin 27.06.2019 tarihli 2018/2561 E., 2019/4984 K. sayılı ilamında temyiz dilekçesinin maddi hataya dayalı olarak ile 25.04.2018 tarihinde UYAP sistemi üzerinden sunulduğu kabul edilerek, temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmakla, asıl davada davalı ..., ... ve ... ile birleşen davada davacı vekili vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulüyle, Dairemizin 27.06.2019 tarihli 2018/2561 E., 2019/4984 K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Temyiz isteminde bulunan asıl davada davalı ..., ... ve ... hakkında ilk derece mahkemesince davanın reddine hükmedildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine inceleyen bölge adliye mahkemesince de değiştirilmeksizin istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, mümeyyiz davalılar vekilinin anılan hükmü davanın reddine dair kısım haricinde aleyhe bir husus ileri sürerek temyiz etmediği anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz sebepleri dikkate alınarak asıl davaya ilişkin kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmayan davalı ..., ... ve ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince birleşen davaya yönelik verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre bu davaya yönelik yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ..., ... ve ... ile birleşen davada davacı vekilinin temyiz tarihine ilişkin maddi hatanın düzeltilerek kararın temyizen incelenmesi talebinin kabulü ile Dairemizin 27.06.2019 tarihli 2018/2561 E., 2019/4984 K. sayılı ilamının kaldırılmasına, mümeyyiz taraflar vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ..., ... ve ... vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin REDDİNE, (3) birleşen davada davacı ... vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davada davacı ..."dan alınmasına, 04/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi