Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1) Sanık ... hakkında tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümleri yönünden; UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanık ...’nin hükümden sonra 26.09.2014 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; bu hususun araştırılarak sonucuna göne, sanık hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK"nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu 2)Sanık ... hakkında tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümleri yönünden; başkaca nedenler yerinde yerinde görülmemiştir. Ancak; a) Sanıklardan Ali’nin katılan ...’dan satın aldığı dairede, katılanın yeğeninin kiracı olarak oturduğu, sanık ...’nin kiracının daireden çıkmasını istediği, sanıkların bu konuyu görüşmek için katılanın yanına gittiklerinde aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayda, tarafların görüşmesi esnasında gelişen tartışma ortamında, sanıkların katılana yönelik birlikte tehdit iradelerinin ne şekilde oluştuğu kanıtlara dayalı olarak açıklanıp tartışılmadan yerinde olmayan gerekçeyle sanık hakkında birden fazla kişiyle tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, b) Sanığın eyleminin TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamında tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ve yaralama suçu açısından ise; aa) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, yaralama suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bb) Sanıklara katılan arasında taşınmaz alım satımından kaynaklanan tartışma ortamında katılanın da sanıklara hakaret ettiğinin iddia edilmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre sanık hakkında tehdit ve yaralama suçları açısından TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... müdafii ile sanık ...’nun temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, (2-a ve 2-bb) numaralı bozma nedenleri hariç diğer yönleri incelenmeyen HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.