14. Hukuk Dairesi 2018/1314 E. , 2019/1421 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 25.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 209 ada 74 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunu, ancak yapılan imar uygulamasında dava konusu taşınmazın 540/2400 payının haksız ve mesnetsiz olarak davalı adına tapuya tescil edildiğini, davalının taşınmazda hakkı olmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 540/2400 payın iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Dahili davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ... "ün dava tarihinden önce ölmüş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, ölen kişinin veraset belgesi ile belirlenen tüm mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle davanın esasına girilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı vekilince tapu kayıt maliki ..."ın davalı gösterilerek tapu iptali ve tescil talep edildiği, davalıya usulüne uygun tebliğ yapılamaması üzerine mahkemece yapılan araştırma sonucu tapu kayıt maliki ..."ın, ... adlı kişi ile aynı kişi olduğu ve dosya arasına alınan mirasçılık belgesinde ..."ün 25.07.1976 tarihinde öldüğü, mahkemece veraset ilamında mirasçı olarak gösterilen kişilerin davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Tapu kayıt maliki davalının kimlik bilgilerine mahkemece yapılan araştırma sonucu ulaşılabildiği ve mahkemece mirasçılık belgesi doğrultusunda tapu kayıt maliki davalının mirasçılarının davaya dahil de edildikleri gözetildiğinde 6100 sayılı HMK’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi doğrultusunda davalı tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığı düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.