4. Ceza Dairesi Esas No: 2015/27558 Karar No: 2020/502 Karar Tarihi: 08.01.2020
Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/27558 Esas 2020/502 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, müştekileri tehdit ve yaralama suçlarından mahkum edilmiş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükümlere yapılan itirazda, sadece açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümler için itiraz yolu açıktır. Zincirleme şekilde tehdit suçundan mahkumiyet hükmüne yapılan itirazda ise, sanığın tehdit eylemi haksız tahrik sebebiyle değerlendirilip değerlendirilmediği tartışılmamıştır. Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararı da göz önünde bulundurularak, karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: TCK'nın 29. ve 53. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
4. Ceza Dairesi 2015/27558 E. , 2020/502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, yaralama HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Yerel Mahkemece verilen hükümler katılan sanık ... tarafından temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya görüşüldü: A) Sanık ... hakkında müşteki ..."e yönelik tehdit, sanık ... hakkında katılan ..."e yönelik yaralama ve sanık ... hakkında katılan ..."e yönelik silahla tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı; yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu, Anlaşıldığından, katılan sanık ..."in tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, B) Sanık ... hakkında müşteki ..."e yönelik zincirleme şekilde tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sanığın aşamalarda 26.06.2011 tarihli silahla tehdit suçunu kabul etmemesi, olayın tek görgü tanığı olan ..."in sanığın müşteki ..."a silah çektiğini doğrulamaması, olayın temyiz dışı diğer sanığı ..."in kovuşturma aşamasında sanığın silah çektiğinden bahsetmemesi, müşteki ..." ın ise karanlık olduğu için sanığın kendisine çektiği silahın marka ve rengini görmediğini beyan etmesi karşısında; her ne kadar sanığın 30.06.2011 tarihinde müşteki ..."ı "sakın Burdur"u terketme, seninle görüşeceğiz, bu iş burada kapanmaz" şeklinde sözlerle tehdit ettiği hususu tanıklar ... ve ..." ın beyanları ile sabit görülse de; sanığın 26.06.2011 tarihli silahla tehdit suçunu işlediğinin ne suretle kabul edildiği yeterince açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, 2) Kabule göre ise; a) Sanığın aşamalarda müştekinin kendisine silah çektiğini savunması ve müşteki hakkında da sanığa yönelik silahla tehdit eyleminden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, b) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.