Esas No: 2021/1900
Karar No: 2022/353
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1900 Esas 2022/353 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacının hak edişinden yapılan kesintinin tahsili istemi üzerine yapılan yargılamada, mahsup def'i olmadığından mahsup itirazının her aşamada ileri sürülebileceği ve davacının hakediş alacağı ile davalının işçilik alacakları arasında mahsup yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar vererek, kararın davalı yararına BOZULMASINA karar vermiştir. Kararda, 808 no.lu genel emir hükümleri açıklanmamıştır.
Kanun Maddeleri: Mahsup işlemi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 193. maddesinde düzenlenmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, taraflar arasında 31.01.2013 tarihinde imzalanan lojistik hizmetlerinin yürütülmesi işine ilişkin sözleşme imzaladığını, sözleşme gereğince davacının yüklendiği yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak yerine getirdiğini, davalının 31.08.2013 tarihine ait 16.413,87-TL bedelli hakediş faturasının 6.449,12-TL olan kısmını haklı neden olmaksızın ödemediğini ileri sürerek davacının hak edişinden kesilen 6.449,12-TL'nin 01.10.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında birden fazla hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeler dolayısıyla çalışan işçilerin açmış olduğu davalarda teşekkülleri aleyhine takdir edilen ve edilecek işçilik alacaklarının bulunduğunu, işçilere yapılan ödemelerin tahsili amacıyla davacı şirkete ait hak edişlerinin, işçi ücretleri ödendikten sonra bloke altında tutulduğunu, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü hizmet alımlarında uygulanacak esaslar hakkında 808 no.lu genel emir hükümlerine uygun olarak kesintinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu hakedişin Ağustos ayına ait olduğu ve ara hakediş niteliğinde bulunduğu, 808 no.lu genel emrin yapılan kesinti ile bağlantısının bulunmadığı, davalı tarafından ileri sürülen genel emrin 6.0 maddesinde kesin teminatın iade koşulları, 6.n maddesinde son hak edişin ödenmesi koşullarının düzenlendiği, uyuşmazlık konusu faturaya konu hakedişin ara hakediş niteliğinde bulunduğu, faturadan yapılan 6.499,12 TL kesintinin sözleşmeye uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacı hak edişinden yapılan kesintinin tahsili istemine ilişkindir.
Aynı ilişki içerisinde tarafların birbirlerinden karşılıklı alacakları bulunması halinde bu alacakları için mahsup talebinde bulunabilirler. Mahsup def'i olmayıp itiraz olduğundan yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Somut olayda davacı, hakediş alacağı talebinde bulunmuş, davalı da davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle içilik alacaklarından kaynaklı alacağını sebep göstererek hakedişin ödenmediği savunmasında bulunmuştur. Davalının bu savunması mahsup itirazı niteliğindedir. Mahsup itirazı yargılamanın her aşamasında, taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen nazara alınmak zorundadır. Bu nedenle işin esası incelenip işçilik alacakları için ödenen bedel belirlenerek mahsup da yapıldıktan sonra davacının alacağının kalıp kalmadığı hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.