Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4994
Karar No: 2019/1402
Karar Tarihi: 28.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/4994 Esas 2019/1402 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/4994 E.  ,  2019/1402 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın Yeşil"in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, kök mirasbırakanları ..."in, 296 ve 297 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torunu Recep ve oğlu Ali"ye 1/2"şer oranda satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında davalı ..."in dava konusu paylarını ..."a devretmesi üzerine 6100 sayılı HMK"nun 125. maddesi gereğince davayı yeni malike yöneltmişlerdir.
    Davalılar ..., ...ve ..., davanın zamanaşımına uğradığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı ..., babası...ve davalı ..."in dava konusu taşınmazları mirasbırakan ..."den bedelsiz temellük ettiklerini belirtmiş, davalı ... ise aynı beyanları tekrar ederek davayı kabul etmiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazları arkadaşı davalı ..."in maddi sıkıntıda olması nedeni ile yatırım amaçlı olarak satın aldığını, satış işlemi sırasında tapu kaydında tedbir şerhi bulunmadığından davadan haberdar olmadığını ve iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in, 296 ve 297 parsel sayılı taşınmazlarını 1/2"şer oranda davalı ... ile bir kısım davalıların mirasbırakanı olan oğlu..."ye 18.01.1984 tarihinde satış suretiyle devrettiği, 1974 doğumlu davalı ..."i anılan resmi senette annesi..."nin temsil ettiği, Recep"in çekişme konusu taşınamzlardaki 1/2"şer payını, yargılama sırasında, 19.12.2014 tarihinde ..."a devrettiği, davacıların HMK"nun 125. maddesi gereğince davayı yeni malike yönelttikleri, mirasbırakan ..."in 11.06.2002 tarihinde öldüğü ve geriye dava dışı kızları Hatice, ...ile oğlu ..."den olan torunları dava dışı İsa ve ..., kızı ..."dan olan dava dışı torunları ..., ..., ..., ...ettin, ..., ..., oğlu..."ın eşi dava dışı Havva, dava dışı çocukları ..., ..., ..., ... ve ... ile oğlu Hüseyin"den olan torunları davacılar ... ve ... ile davalı ..., 20.07.1997 tarihinde ölen oğlu ..."nin çocukları davalılar ..., ..."in kaldıkları davalı ..."nın murisin oğlu Ali"nin eşi olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; birkısım davalıların mirasbırakanı..."ye ve davalı ..."e yapılan temlikin muvazaalı olduğunun ..."nin mirasçıları olan davalılar... ve ... tarafından kabul edildiği, muvazaalı devrin davacı tanık beyanlarında da belirtildiği, ayrıca davalı ..."in devir tarihinde 10 yaşında olup dava konusu taşınmazları alabilecek
    ekonomik gücünün olmadığı, ...ile...i"ye yapılan temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı, eldeki davanın 08.04.2014 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinin ..."e 28.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu taşınmazların tapu kaydına tedbir şerhi konulması için müzekkerenin ilgili tapu müdürlüğüne 19.12.2014 tarihinde yazıldığı, tedbir şerhinin tapu kayıtlarına 22.12.2014 tarihinde işlendiği, davalı ..."ın davalı ..."in dava konusu taşınmazlardaki 1/2"şer paylarını 19.12.2014 tarihinde temellük etmesi ve adı geçenlerin akraba olmaları karşısında davalı ..."ın 4721 sayılı TMK"nun 1023. maddesinden yararlanamayacağı, öte yandan davalı ... tarafından dosyaya sunulan Ziraat Bankasına ait davalı ..."in hesabına yatırdığı paraya ilişkin dekont ile ... ile arasında yapılan 19.12.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ise muvazaanın gizlenmesi amacıyla yapıldığı şeklinde düşünülmesi gerekeceği açıktır.
    Hal böye olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    Kabule göre de; davayı kabul eden davalı ... bakımından davanın reddine karar verilmesi de isabetsizdir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi