Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2017/238
Karar No: 2021/10172
Karar Tarihi: 28.09.2021

Danıştay 6. Daire 2017/238 Esas 2021/10172 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/238
Karar No : 2021/10172


DAVACI : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ... Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin proje odaklı bir değişiklik olduğu, çevre düzeni planı değişikliğine konu alanda daha önce de termik santral yapımı amacıyla başvurularda bulunulduğu ve bu başvuruların davalı idarece reddedildiği, termik santralin neden olacağı hava kirliliğinin de katı atıkların karasal ve denizel alanları, turizm sektörünü nasıl etkileyeceğinin değerlendirilmediği, çevre düzeni planı değişikliğinin, değişiklik öncesinde planlama bölgesinin bütünü için düzenlenen, planlamadaki ilke ve esasları ortaya koyan plan açıklama raporunda yer alan amaçlarla çeliştiği, çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini ve bütünlüğünü bozduğu, bölgedeki turizm faaliyetini sonlandıracağı ve bölge ekonomisini derinden etkileyeceği, anılan değişikliğin sağlıklı çevrede yaşama hakkına, çevre mevzuatına, uluslararası mevzuata ve kamu yararına aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Termik santralin yapılması için daha önce sunulan alternatif alanların, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri ile uzman raporları doğrultusunda yer seçimine uygun olmadığının ortaya konulduğu, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına ilişkin planlama çalışması sürecinde de ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, bahsi geçen turizm, balıkçılık, orman alanları vb. konular diğer kurum ve kuruluşların yetki ve sorumluluğunda bulunduğundan termik santral projesine ilişkin ÇED sürecinde ilgili kurum ve kuruluş görüşlerinin istendiği ve söz konusu kurumların olumlu görüşlerinin de Bakanlığa iletildiği, çevre düzeni planı değişikliğinin ÇED Olumlu Kararı doğrultusunda yapılan analiz ve değerlendirmeler sonucunda onaylandığı, ÇED sürecinde anılan faaliyetin çevreye olabilecek olası olumsuz etkilerinin değerlendirildiği, çevre düzeni planlarının koruma ilkeleri de dahil olmak üzere çevresel ve kültürel değerlerin korumasına ilişkin plan hükümleri bulunduğu ve mevzuat açısından faaliyetin gerçekleştirilmesi sırasında çevre düzeni planının tüm kararlarına uyulmasının zorunluluk taşıdığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DAVALI YANINDA MÜDAHİLİN İDDİALARI : Dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin ÇED olumlu kararından sonra yapıldığı, bu nedenle çevre üzerinde olumsuz etkilerinin bulunmadığının açık olduğu, davacıların iddialarının bilimsel temelden yoksun olduğu, çevre düzeni planı değişikliğinin kamu yararına aykırı olduğu iddiasının hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ :
Dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu termik santralin yapılabilmesi amacıyla çevre düzeni planı değişikliğine konu edilen alanda, daha önce de termik santral yapılabilmesi amacıyla ÇED sürecinin yürütüldüğü, bu alanın idarelerce uygun bulunmaması üzerine alternatif alanlara yönelindiği, daha sonrasında, yönelinen alternatif alanların da muhtelif sebeplerle uygun olmadığının tespit edilmesi neticesinde, davalı idarece ilk başta uygun görülmeyen, çevre düzeni planına da aykırı bulunan Bartın İli, Amasra İlçesi, Gömü Köyü ve Tarlaağzı Köyü sınırları içerisinde bulunan Çapak Koyu alternatifine geri dönüldüğü, önerilen termik santral - kalker ocakları ve kül depolama sahası - plan kararının Bartın İli’nin çevresel değerlerinin korunması gerekliliğiyle çelişen bir proje olduğu, 2017 tarihli ve ... Planlama İnş. Müh. ve Dan. Ltd. Şti tarafından hazırlanan Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektrekare olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil Şirket'in mülkiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiği, ancak çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı, ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının Batı Karadeniz Havzası’nın dört alt havzasından biri olan Bartın Çayı Alt Havzası’nda yer aldığı, Bartın Çayı Alt Havzası’nda arazi kullanımının yoğunlukla orman ve yarı doğal alanlar ve tarımsal alanlardan oluştuğu, dolayısıyla önerilen termik santral kullanımının Bartın Çayı Alt Havzası’ndaki arazi kullanımları ile uyumlu olmadığı, diğer taraftan, dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konumlarına ilişkin dosyada mevcut hava fotoğraflarnda da anlaşılacağı üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına oldukça yakın olduğu, keşif esnasında davacı tarafından dosyaya sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, bu durumun su kaynakları açısından da bir tehdit unsuru olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ:
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin (... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım) iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğiyle Bartın İli, Amasra İlçesi, Çapak Koyu Mevkiinde daha önceki çevre düzeni planında büyük çoğunluğu orman alanında kalan bir alan termik santral alanı olarak planlanmış; ayrıca plan paftasında koyun batı kısmında dolgu yapılarak liman alanı oluşturulacağına ilişkin gösterim yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı yanında müdahil olan ... Elektrik Üretim A.Ş. tarafından bölgede termik santral yapımı için daha önce yapılan başvuruda, Çapak koyunun ilgili idarelerce uygun bulunmaması üzerine, Çapak koyu yerine Delikliburun mevkiisinin alternatif olarak önerildiği, ancak jeolojik-jeoteknik etüd çalışmaları sonucunda tespit edilen dolinler nedeniyle bu alanda santral inşaatının uygun olmadığının anlaşılması üzerine ÇED sürecinin 18/06/2012 tarihinde durdurulduğu, daha sonra Çapakkoyu ve Bostanlar Mevkiinde 28.12.2012 tarihinde ÇED süreci yeniden başlatılmışsa da, önerilen alanların yürürlükteki Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kararlarına göre uygun olmaması nedeniyle, müdahil şirket tarafından sunulan alternatif olarak Gömü Koyuna format verilemeyeceğinin belirtilmesinin ardından davalı Bakanlıkça yeniden Delikliburun Mevkiinde çalışılmasının istendiği, bunun üzerine müdahil şirket tarafından Delikliburun Mevkiinin jeolojik yapı ve topoğrafik yapısı nedeniyle tercih edilmediği; bu aşamada alternatif ulaşım imkânları (denizyolu) düşünülerek 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının plan hükümleri gereği termik santrallerin başta Filyos Yatırım Havzası’nda yer seçmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın … tarihli, … sayılı yazısında yer alan “Endüstri Bölgeleri Mevzuatı gereği yapılması gereken, bölgedeki kamulaştırma çalışmalarının tamamlanmaması, altyapı için gerekli etüd, plan ve projelerin yaptırılması vb. iş ve işlemler devam ettiğinden şu aşamada üretim ve yatırım için kesin yer tahsisi yapılamamaktadır” ifadesi çerçevesinde söz konusu termik santral için Filyos’ta yer seçilemeyeceğinin belirtilmesi üzerine, ilk olarak davalı idarece uygun görülmeyen Çapak Koyu alternatifine geri dönülerek söz konusu termik santral için dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda sonuç olarak özetle; internet üzerinden elde edilen 2017 tarihli Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektrekare olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil şirketin mülkiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiği, çevre düzeni planının değişiklikten önceki halinde Zonguldak, Bartın ve Karabük kentlerinin başlıca kentleşme ve kentsel gelişme odakları olarak planlandığı, yapılı çevrenin mekansal gelişiminin Amasra için sınırlı tutulduğu, kentsel yerleşimlerin yanı sıra Filyos vadisinde öngörülen endüstri alanlarının, Çaycuma yerleşimi ile havalimanının ve liman önerilerinin de bir diğer gelişme koridoru olduğu, gelişme odakları dışındaki kısımların koruma kararlarının verildiği doğal yapıya isabet eden alanlar olduğu, Amasra-Bartın bölgesinde kıyı kesimin özellikle açık alanlar olarak, orman ve doğal dokuyu sürdürerek korunması yönünde plan kararının geliştirildiğinin görüldüğü, bu genel yerleşim deseni ve mekansal gelişmeye yönelik yaklaşımın davaya konu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde de görülebildiği, burada da başlıca gelişme odak alanları olarak, Bartın yerleşiminin, Bartın OSB'nin ve diğer sanayi alanlarının, ayrıca Filyos endüstri bölgesinin görüldüğü, bunun dışındaki kısımların genel olarak doğal dokunun korunduğu, kırsal ve tarımsal yapı ile orman yapısının sürdürüldüğü bölgeler olduğu, davaya konu Zonguldak-Bartın-Karabük planlama bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği için ayrı bir plan açıklama raporunun olmadığı, bir başka deyişle davanın temel konusunu oluşturan termik santral kararına yönelik değişikliğin plan açıklama raporunda bulunmadığı, plan açıklama raporu olarak davaya konu plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan raporun geçerli olduğu, plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan plan açıklama raporunun 6.5.2 sayılı maddesinde, Bartın ili için ekoturizm ve kültür turizminin ana planı kararı olarak vurgulandığı, yine plan açıklama raporunun 110. sayfasında ekoturizm vurgusu doğrultusunda orman alanlarının azaltılmasının düşünülemeyeceğinin belirtildiği, önerilen termik santral - kalker ocakları ve kül depolama sahası - plan kararının Bartın İli’nin çevresel değerlerinin korunması gerekliliğiyle çelişen bir proje olduğu, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında bölge ve havza bütünlüğünün sağlanması açısından planlama alanı ve sınırlarına ilişkin olarak herhangi bir sakıncanın tespit edilmediği, ancak çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı, ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının Batı Karadeniz Havzası’nın dört alt havzasından biri olan Bartın Çayı Alt Havzası’nda yer aldığı, havza koruma eylem planlarının hazırlanması projesi kapsamında hazırlanan Batı Karadeniz Havzası Koruma Eylem Planı’nda kömür işletmeleri ve termik santrallerin Filyos Çayı için birer baskı unsuru olarak belirlendiği, ayrıca kömür işletmeleri ve termik santral faaliyetlerinin de tehditler olarak belirlendiği, Bartın Çayı için ise endüstriyel atıksu deşarjları ve evsel atıksu deşarjlarının mevcut baskı unsurları olarak tespit edildiği, inşa edilmesi halinde ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının da benzer şekilde Bartın Çayı için baskı unsuru ve tehdit olacağı, bu baskı unsurlarının ve tehditlerin de doğal çevre üzerinde etkilerinin olacağı, Bartın Çayı Alt Havzası’nda arazi kullanımının yoğunlukla orman ve yarı doğal alanlar ve tarımsal alanlardan oluştuğu, dolayısıyla önerilen termik santral kullanımının Bartın Çayı Alt Havzası’ndaki arazi kullanımları ile uyumlu olmadığı, Batı Karadeniz Havza Koruma Eylem Planı’nda, Amasra İlçesi’nde yaz döneminde su sıkıntısı yaşandığı ve bu sorunun çözümü için çeşitli alternatiflerin değerlendirildiği, Kaman Köyü vadisinde bir su toplama göleti yapılmasının bu alternatiflerden biri olarak listelendiği, davaya konu santralin kazı fazlası depolama alanının Kaman Köyü yakınlarında bulunduğu, dolayısıyla ileride alınacak su temini önlemleri (Kaman Köyü vadisine su toplama göleti yapılması gibi) ile etkileşmesinin mümkün olduğu, su temini ile ilgili alınacak olan önlemlerin planlanması, yapılması ve işletilmesinin DSİ tarafından gerçekleştirilmesinin beklenildği, ... santrali ve ilgili tesislerin ileriye dönük su temini planlarına olumsuz etkisi olmayacağı konusunda DSİ’den görüş alınması gerektiği, dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konumlarına ilişkin hava fotoğraflarında da görülebileceği üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına oldukça yakın olduğu, bunun yanı sıra, keşif esnasında Bartın Belediyesi tarafından, bilirkişi olarak görevlendirilen E:… sayılı dosyaya sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, ÇED ve kirlilik konularının dışında, böyle bir enerji tesisinin, doğal yapının bir sistem bütünlüğü içinde korunmasını, ekolojik sistemin bütünlüğü ve eko-turizm stratejisinin bu plan bölgesi için baskın gelişme senaryosu olarak hayata geçirilmesini olumsuz etkileyeceği,söz konusu tesis ve liman yapımının öncesinde bile burada yer alan taş kömürü tesisinin bölgenin doğal karakterine ve dolayısıyla bölge için çevre düzeni planında geliştirilen eko-turizm vizyonuna olumsuz etkisinin keşif esnasında çekilen fotoğraftan da algılanabildiği, davaya konu plan değişikliğinin 1/100.000 ölçekli Zonguldak-Bartın-Karabük Çevre Düzeni Planının ana stratejisini ve plan bütünlüğünü zedelediği, söz konusu termik santral alanı ve liman kararının planın kendisiyle ve plan açıklama raporu ile çeliştiği, termik santral alanı için yapılacak diğer tesislerin de doğal dokunun bütünlüğünü ve bu bölge için çevre düzeni planında belirlenmiş olan doğa koruma ve eko-turizm stratejisini olumsuz etkileyeceği, tespitlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, ... Termik Santrali ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı (Dolgu alanı ve rıhtım) projesine ilişkin 06.10.2016 tarihinde verilen ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan davalarda davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin .. günlü, E:…, K:… ve E:…, K:… sayılı kararlarının Danıştay 14. Dairesinin 26.12.2018 günlü, E:2018/2806, K:2018/8205 ve E:2018/2721, K:2018/8175 sayılı kararları ile "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) Projesi ile ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinin ve ... Limanı ( Dolgu Alanı ve Rıhtım) projesinin entegre proje niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu projelerin çevresel etkilerinin kümülatif olarak ve aynı ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerekirken, entegre bir projenin tüm etkilerinin bir bütün olarak en başta değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin de ona göre belirlenmesi olanağının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecek şekilde, projenin parçalara ayrıldığı dikkate alındığında, "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar)" ve ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası projesinden ayrı olarak verilen dava konusu ... Limanı (Dolgu Alanı ve Rıhtım) Projesiyle ilgili ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir." gerekçesiyle bozularak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin (... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım) iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davalı yanında müdahil ... Elektrik Üretim A.Ş'nin davalı idareyi muhatap 25.06.2015 tarihli, 2015/079 sayılı yazısı ile Bartın İli, Amasra İlçesi, Çapak Koyu Mevkiinde "... Termik Santrali (1320 MWe), Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası" projesinin gerçekleştirilebilmesi amacıyla Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında değişiklik yapılması talep edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'nün 06.10.2016 tarihli, 16040 sayılı yazısı ise "... Termik Santrali (1320 MWe), Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası" projesine ilişkin ÇED Olumlu kararı, 06.10.2016 tarihli, 16063 sayılı yazısı ile de "... Limanı (Dolgu Alanı ve Rıhtım)" projesine ilişkin ÇED Olumlu kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne iletilmiştir. Bunun üzerine, söz konusu proje ile ilgili alınan kurum ve kuruluş görüşleri ve ÇED Olumlu kararları göz önünde bulundurularak uyuşmazlığa konu ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım projesine ilişkin Zonguldak-Bartın- Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği 27.10.2016 tarihinde Bakanlık Olur'u ile onaylanmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
10/7/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler.Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin "Çevresel etki değerlendirmesi başvuru dosyası, çevresel etki değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlama yükümlülüğü" başlıklı 6. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler.
2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler.
(3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez.
(4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralı yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Değişikliğe konu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının plan hükümlerinin V.31 sayılı maddesinde; "Planlama Bölgesindeki ağır sanayilerin Filyos Yatırım Havzası’na yönlendirilmesi sağlanacaktır. (STR.1) Ancak, planlama bölgesinin fiziki/ekonomik yapısı ve Yatırım Havzası’nda bulunan Filyos Serbest Bölgesi’nde yer seçimi olanağının bulunmadığı durumlarda;
- Demir-çelik Sanayi, diğer Sanayi Alanları veya Organize Sanayi Bölgelerinde yer alabilir.
- Termik Santrallerde; yatırımcılar / yatırımcı kurumlar faaliyete ilişkin alternatifli yer seçimini bu plan kapsamında, bölgede yaratacağı sosyal, ekonomik ve mekânsal değişimleri de göz önünde bulundurarak yapacaktır. Yatırımcılar / yatırımcı kurumlar yer seçimini ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak bu plan kapsamında değerlendirilmek üzere Bakanlığa iletir. Bu doğrultuda alt ölçekli plan ve Çevresel Etki Değerlendirmesi çalışmaları birlikte yürütülür. Onaylanan planlar sayısal ortamda koordinatlı olarak, veri tabanına işlenmek üzere, Bakanlığa gönderilir." ifadesi yer almaktadır.

Planlama Süreci :
Dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğiyle Bartın İli, Amasra İlçesi, Çapak Koyu Mevkiinde daha önceki çevre düzeni planında büyük çoğunluğu orman alanında kalan bir alan termik santral alanı olarak planlanmış; ayrıca plan paftasında koyun batı kısmında dolgu yapılarak liman alanı oluşturulacağına ilişkin gösterim yapılmıştır.
Davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerden, davalı yanında müdahil olan ... Elektrik Üretim A.Ş. tarafından daha önceden planlama alanında termik santral yapımı için başvuruda bulunulduğu ve Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu süreç içinde başvurunun yapıldığı (ve davaya konu plan değişikliği işleminin de konumu olan) Çapak koyunun ilgili idarelerce uygun bulunmaması üzerine, mülga Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Çapak koyu yerine Delikliburun mevkiisinin alternatif olarak önerildiği ve burada ÇED çalışmasıına başlanıldığı görülmektedir. Ancak Delikliburun mevkii için jeolojik-jeoteknik etüd çalışmaları sonucunda tespit edilen dolinler nedeniyle bu alanda santral inşaatının uygun olmadığı anlaşılmış, bunun üzerine ÇED sürecinin durdurulma talebi 18/06/2012 tarihinde Bakanlık tarafından uygun görülmüştür. Daha sonrasında davalı yanında müdahil Şirket tarafından, Çapakkoyu ve Bostanlar Mevkiinde ÇED çalışmalarının tekrar başlatılması için müracaatta bulunulmuş, 28.12.2012 tarihinde ÇED başvuru dosyası hazırlanıp Bakanlığa sunularak ÇED süreci yeniden başlatılmıştır. Davalı idarenin Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nce, termik santral yapımı için önerilen alanların yürürlükteki Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kararlarına göre uygun olmadığı belirtilmiş; bu görüşün ardından müdahil Şirket tarafından davalı Bakanlığa sunulan diğer alternatiflerin değerlendirilmesi sonucunda ilgili kurum, kuruluş görüşleri ve teknik raporlar doğrultusunda en uygun alternatifin Gömü Köyü olduğu ortaya konmuştur.Bu süreçte de Gömü Koyuna format verilemeyeceğinin belirtilmesinin ardından davalı Bakanlıkça yeniden Delikliburun Mevkiinde çalışılması istenmiş; bunun üzerine müdahil Şirket tarafından Delikliburun Mevkiinin jeolojik yapı ve topoğrafik yapısı nedeniyle tercih edilmediği; hem Amasra-Tarlaağzı Mevkii ve Gömü Mevkiinin, hem de Delikliburun Mevkiinin doğal dokunun hakim olarak ormanlık alan ve yer yer açıklıklar şeklinde olduğu ileri sürülerek bu alanların uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu aşamada alternatif ulaşım imkânları (denizyolu) düşünülerek 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının plan hükümlerinin yukarıda anılan V.31. maddesi gereği termik santrallerin başta Filyos Yatırım Havzası’nda yer seçmesi gerektiğinin belirtildiği bilgisi yine davalı idarece dava dosyasına sunulmuştur. Ancak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın … tarihli, … sayılı yazısında yer alan “Endüstri Bölgeleri Mevzuatı gereği yapılması gereken, bölgedeki kamulaştırma çalışmalarının tamamlanmaması, altyapı için gerekli etüd, plan ve projelerin yaptırılması vb. iş ve işlemler devam ettiğinden şu aşamada üretim ve yatırım için kesin yer tahsisi yapılamamaktadır” ifadesi çerçevesinde söz konusu termik santral için Filyos’ta yer seçilemeyeceği belirtilmiş; böylece Filyos Endüstri Bölgesinde yer seçme ihtimali ortadan kalkmıştır.
Alternatif olarak önerilen tüm alanların kesin yer seçimine konu edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, ilk olarak davalı idarece uygun görülmeyen, çevre düzeni planına da aykırı bulunan Çapak Koyu alternatifine geri dönülmüş ve söz konusu termik santral için dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği yapılmıştır.

ÇED Süreci :
Bartın İli, Amasra İlçesi, Gömü Köyü'nde ...Enerji ve Maden Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Kömür Hazırlama Tesisi" Projesine ilişkin 25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 17. maddesi gereğince 15.01.2015 tarihli, 20153 sayılı işlemle "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı verilmiştir. Anılan kararın iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:2015/187, K:… sayılı ve … tarihli, E:…, K:… sayılı kararları ile ÇED Gerekli Değildir kararının iptaline karar verilmiştir. İdare Mahkemesince verilen anılan kararların gerekçesinde; "... bilirkişi raporunda; "proje alanının, karasal ekosistem açısından Küre Dağları Milli Parkına yakın olması, doğu kesiminde bulunan SİT alanları ve hemen alt kesimindeki deniz ekosistemi ve su ürünleri istihsal alanı olması, raporun hazırlanma sürecindeki teknik ve bilimsel bazı yetersizlikler, alınması gereken önlemler konusunda yeterli bilginin bulunmaması, çevresel ve ekolojik yönden önemli etkilerinin olacağı, bu nedenle Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmasına ve ÇED raporu hazırlanmasında yarar görüldüğü..." yönünde görüş belirtilmiş, bilirkişi raporunun dayandığı teknik ve bilimsel veriler göz önüne alındığında söz konusu rapor Mahkememizce de hükme esas alınabilecek nitelikte bulunmuştur.
Bu durumda; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu tesisin çevresel değerlendirme ve ekolojik değerler yönünden önemli çevresel etkilerinin olacağı hususları dikkate alındığında, çevresel etki değerlendirmesi yapılması ve ÇED Raporu hazırlanması suretiyle işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, Çevresel Etki Değerlendirmesinin gerekli olmadığı yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir." gerekçesine yer verildiği görülmüştür. İdare Mahkemesi kararları Danıştay Ondördüncü Dairesinin 12.05.2016 tarihli, E:2016/1405, K:2016/3810 ve E:2016/1389, K:2016/3809, sayılı kararlarıyla değişik gerekçe ile onanmıştır. Anılan kararlarda; "... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası projesinde, taşkömürünün yakıt olarak kullanılacağı ve dava konusu "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar)"nde işlem görerek yakıt olarak kullanılmak amacıyla kapalı bant konveyör sistemi ile santral sahasındaki kömür stok alanına nakledileceği, başka bir anlatımla, termik santralde kullanılacak yakıtın (taşkömürün) dava konsusu tesisden elde edileceği anlaşıldığından, "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) Projesi ile ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinin entegre tesis niteliğinde olduğu, dolayısıyla, her iki projenin çevresel etkilerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; entegre bir projenin tüm etkilerinin bir bütün olarak en başta değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin de ona göre belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinden ayrı olarak dava konusu "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar)" projesi için verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir." gerekçesi yer almıştır.
Daha sonra, Bartın İli, Amasra İlçesi, Gömü Köyü mevkiinde ...Enerji ve Maden Tic. AŞ. tarafından yapılması planlanan "... Limanı ( Dolgu alanı ve Rıhtım )" projesi ve Bartın İli, Amasra İlçesi, Gömü köyü ve Tarlaağzı köyü sınırları içerisinde Çapak Koyu mevkiinde ... Elektrik Üretim AŞ. tarafından gerçekleştirilmesi planlan "... Termik Santrali ( Kurulu gücü 2 x 66 MWe / 669,4 MVVm / 1466 MWt ) ve Kül Depolama sahası" projesi ile ilgili olarak 06.10.2016 tarihinde "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu kararı" verilmiştir. Bu kararların iptali istemiyle açılan davalarda, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. Anılan kararların temyiz edilmesi üzerine, Danıştay On Dördüncü Dairesinin 26.12.2018 tarihli, E:2018/2806, K:2018/8205 ve E:2018/2721, K:2018/8175 sayılı kararlarında; "Bölgede planlanan projelerin çevresel etkilerinin ayrı ayrı değerlendirildiğinin görüldüğü, ancak projelerin birbirleri ile doğrudan/dolaylı bağlantılı olduğu dikkate alındığında, projelerin bölgedeki herhangi bir kaynak ve alıcı ortam üzerinde kümülatif etki oluşturma ihtimalinin ÇED Raporunda değerlendirilmediği eleştirisine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) Projesi ile ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinin ve ... Limanı ( Dolgu Alanı ve Rıhtım) projesinin entegre proje niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu projelerin çevresel etkilerinin kümülatif olarak ve aynı ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerekirken, entegre bir projenin tüm etkilerinin bir bütün olarak en başta değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin de ona göre belirlenmesi olanağının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecek şekilde, projenin parçalara ayrıldığı dikkate alındığında, "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar)" ve ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası projesinden ayrı olarak verilen dava konusu ... Limanı (Dolgu Alanı ve Rıhtım) Projesiyle ilgili ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir." gerekçesine yer verilmek suretiyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Gelinen durum itibariyle, ... Termik Santrali ve Kül Depolama Sahasına ilişkin verilen ÇED Olumlu kararı yargı kararıyla iptaline karar verildiği belirlenmiştir. Davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan dilekçede ise, ÇED Olumlu kararı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na 25.04.2019 tarihinde yeniden başvuru yapıldığı ve ÇED sürecinin devam ettiği belirtilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve Naip Üye … tarafından, dilekçelerde yer alan iddialara ilişkin resen seçilen Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden …, …, Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden …'ın (lisans Çevre Mühendisliği) katılımı ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda yöneltilen sorular çerçevesinde düzenlenen rapor dava dosyasına sunulmuştur.
Uyuşmazlığın esasının değerlendirilmesine geçilmeden önce dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin planlama süreci, termik santrale ilişkin ÇED süreci ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordaki tespitlere yer verilecektir.

Yerinde Yaptırılan Keşif ve Bilirkişi İncelemesi Sonucu Düzenlenen Bilirkişi Raporunda;
İnternet üzerinden elde edilen 2017 tarihli ve ... Planlama İnş. Müh. ve Dan. Ltd. Şti tarafından hazırlanan Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektrekare olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil Şirket'in mülkiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiği,
Çevre düzeni planının değişiklikten önceki halinde Zonguldak, Bartın ve Karabük kentlerinin başlıca kentleşme ve kentsel gelişme odakları olarak planlandığı, yapılı çevrenin mekansal gelişiminin Amasra için sınırlı tutulduğu, kentsel yerleşimlerin yanı sıra Filyos vadisinde öngörülen endüstri alanlarının, Çaycuma yerleşimi ile havalimanının ve liman önerilerinin de bir diğer gelişme koridoru olduğu, gelişme odakları dışındaki kısımların koruma kararlarının verildiği doğal yapıya isabet eden alanlar olduğu, Amasra-Bartın bölgesinde kıyı kesimin özellikle açık alanlar olarak, orman ve doğal dokuyu sürdürerek korunması yönünde plan kararının geliştirildiğinin görüldüğü, bu genel yerleşim deseni ve mekansal gelişmeye yönelik yaklaşımın davaya konu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde de görülebildiği, burada da başlıca gelişme odak alanları olarak, Bartın yerleşiminin, Bartın OSB'nin ve diğer sanayi alanlarının, ayrıca Filyos endüstri bölgesinin görüldüğü, bunun dışındaki kısımların genel olarak doğal dokunun korunduğu, kırsal ve tarımsal yapı ile orman yapısının sürdürüldüğü bölgeler olduğu,
Davaya konu Zonguldak-Bartın-Karabük planlama bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği için ayrı bir plan açıklama raporunun olmadığı, bir başka deyişle davanın temel konusunu oluşturan termik santral kararına yönelik değişikliğin plan açıklama raporunda bulunmadığı, plan açıklama raporu olarak davaya konu plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan raporun geçerli olduğu,
Plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan plan açıklama raporunun 6.5.2 sayılı maddesinde, Bartın ili için ekoturizm ve kültür turizminin ana planı kararı olarak vurgulandığı, yine plan açıklama raporunun 110. sayfasında ekoturizm vurgusu doğrultusunda orman alanlarının azaltılamasının düşünülemeyeceğinin belirtildiği, önerilen termik santral - kalker ocakları ve kül depolama sahası - plan kararının Bartın İli’nin çevresel değerlerinin korunması gerekliliğiyle çelişen bir proje olduğu,
Anılan raporun giriş kısmında Zonguldak–Bartın–Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda planlama yaklaşımı olarak Havza Yönetimi Modeli'nin önerildiği, 9. sayfasında; "Havza ağırlıklı bir planlamanın birincil amacı; doğayı onarmak, bozulan dengeleri ve akarsu ekolojisini kurtarmak, sürdürülebilir ilişkiler düzenini güvenceye almaktır. Planlama bölgesindeki akarsu havzalarında, sanayi ve kentleşmeden kaynaklanan önemli kirlilikler bulunmakta, akarsularının debilerinin düzensiz oluşu nedeni ile bölgede taşkın, heyelan ve seller oluşmaktadır. Havzalar birer “Ekolojik Bölge” olduğu kadar, içindeki insan, mal ve hizmet akışları ile işlevsel bölge özelliğini de içinde barındırmaktadır. Dolayısı ile havza ağırlıklı bir planlamada “ekonomi” ile “ekoloji” birlikte değerlendirilmelidir. Bu planlama çalışmasında ekonomik gelişmelerin kentsel gelişmeler ile birlikte ekolojik çevreyi zedelemeden sürdürülebilir bir gelişme hedefi ile ele alınmıştır." ifadesinin yer aldığı,
1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında bölge ve havza bütünlüğünün sağlanması açısından planlama alanı ve sınırlarına ilişkin olarak herhangi bir sakıncanın tespit edilmediği, ancak çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı,
... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının Batı Karadeniz Havzası’nın dört alt havzasından biri olan Bartın Çayı Alt Havzası’nda yer aldığı, havza koruma eylem planlarının hazırlanması projesi kapsamında hazırlanan Batı Karadeniz Havzası Koruma Eylem Planı’nda kömür işletmeleri ve termik santrallerin Filyos Çayı için birer baskı unsuru olarak belirlendiği, ayrıca kömür işletmeleri ve termik santral faaliyetlerinin de tehditler olarak belirlendiği,. Bartın Çayı için ise endüstriyel atıksu deşarjları ve evsel atıksu deşarjlarının mevcut baskı unsurları olarak tespit edildiği, inşa edilmesi halinde ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının da benzer şekilde Bartın Çayı için baskı unsuru ve tehdit olacağı, bu baskı unusurlarının ve tehditlerin de doğal çevre üzerinde etkilerinin olacağı,
Bartın Çayı Alt Havzası’nda arazi kullanımının yoğunlukla orman ve yarı doğal alanlar ve tarımsal alanlardan oluştuğu, dolayısıyla önerilen termik santral kullanımının Bartın Çayı Alt Havzası’ndaki arazi kullanımları ile uyumlu olmadığı,
Batı Karadeniz Havza Koruma Eylem Planı’nda, “Ayrıca Amasra İlçesinin özellikle yaz dönemlerinde yaşamakta olduğu büyük su sorununun çözümüne önemli katkısı olacağı düşünülen Bartın – Kaman Köyü vadisinde bulunan yaklaşık 5,5 km²’lik alanda minimum 1.5 milyon metreküp kapasiteli bir su toplama göleti yapılması veya Bartın ve Amasra’nın su ihtiyacının karşılanması için yıllık 14,4 milyon metreküp rezerv ayrılması düşünülen Bartın–Kozcağız Barajından Bartın ve civar ilçelere ana isale hattı ile su dağıtımının sağlanması önem arz etmektedir.” denildiği, buradan da anlaşıldığı üzere, Amasra İlçesi’nde yaz döneminde su sıkıntısı yaşandığı ve bu sorunun çözümü için çeşitli alternatiflerin değerlendirildiği, Kaman Köyü vadisinde bir su toplama göleti yapılmasının bu alternatiflerden biri olarak listelendiği, davaya konu santralinin kazı fazlası depolama alanının Kaman Köyü yakınlarında bulunduğu, dolayısıyla ileride alınacak su temini önlemleri (Kaman Köyü vadisine su toplama göleti yapılması gibi) ile etkileşmesinin mümkün olduğu, su temini ile ilgili alınacak olan önlemlerin planlanması, yapılması ve işletilmesinin DSİ tarafından gerçekleştirilmesinin beklenildği, ... santrali ve ilgili tesislerin ileriye dönük su temini planlarına olumsuz etkisi olmayacağı konusunda DSİ’den görüş alınması gerektiği,
Dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konumlarına ilişkin hava fotoğraflarnda da görülebileceği üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına oldukça yakın olduğu, bunun yanı sıra, keşif esnasında davacı tarafından dosyaya sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, Bartın İli, Amasra İlçesi, Kaman Köyü Sondaj Kuyusu Koruma Alanı, Kavşak Grubu Su Kaynakları Koruma Alanı ve Selen Su Kaynağı Koruma Alanları ilanlarının, 22 Ocak 2018 tarih, 30309 sayılı Resmi Gazetenin sırasıyla sayfa 49, 51 ve 53’te verildiği, bu ilanlarda mutlak koruma ve ilave tedbir alanlarının şekil üzerinde işaretlendiği ve koordinatlarının sunulduğu, ancak internet üzerinden ulaşılan dokümanlardan hangi alanları (örneğin ... termik santralinin kazı sahası depolama alanı gibi alanları) içlerine aldıklarının tam olarak anlaşılamadığı, bu koruma alanlarının ... santrali ve santralle alakalı tüm alanlar ile olan ilişkilerinin ortaya konmasının, herhangi bir ihlal olup olmadığının tespit edilmesi ve “İçme Suyu Temin Edilen Akifer ve Kaynakların Koruma Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği,
ÇED ve kirlilik konularının dışında, böyle bir enerji tesisinin, doğal yapının bir sistem bütünlüğü içinde korunmasını, ekolojik sistemin bütünlüğü ve eko-turizm stratejisinin bu plan bölgesi için baskın gelişme senaryosu olarak hayata geçirilmesini olumsuz etkileyeceği,söz konusu tesis ve liman yapımının öncesinde bile burada yer alan taş kömürü tesisinin bölgenin doğal karakterine ve dolayısıyla bölge içinçevre düzeni planında geliştirilen eko-turizm vizyonuna olumsuz etkisinin keşif esnasında çekilen fotoğraftan da algılanabildiği,
Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda davaya konu plan değişikliğinin 1/100.000 ölçekli Zonguldak-Bartın-Karabük Çevre Düzeni Planının ana stratejisini ve plan bütünlüğünü zedelediği, söz konusu termik santral alanı ve liman kararının planın kendisiyle ve plan açıklama raporu ile çeliştiği, termik santral alanı için yapılacak diğer tesislerin de doğal dokunun bütünlüğünü ve bu bölge için çevre düzeni planında belirlenmiş olan doğa koruma ve eko-turizm stratejisini olumsuz etkileyeceği,
tespitleri ve değerlendirmelerinde bulunulmuştur.

Davalı ve Davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmesi üzerine yasal itiraz süresi içerisinde;
"Dava konusu çevre düzeni planı değişikliğinin ÇED olumlu kararının alınmasını müteakip yapıldığı,
Bilirkişi raporunda, kavşak grubu su kaynakları, Kaman Köyü su kuyusu ve Selen su kaynağının bulunduğu alanın, termik santralin bir bölümü olan kazı fazlası malzeme ve depolama alanında kaldığı belirtilmişse de, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde termik santralin kazı fazlası ve depolama alanına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı,
Bilirkişi raporunda, su temini ile ilgili alınacak olan önlemlerin planlanması açısından DSİ'den görüş alınmasının gerektiği ifade edilmiş ise de, çevre düzeni planı değişikliğinden önce DSİ'nin görüşünün alındığı ve DSİ'nin … tarihli, … sayılı yazısında, "Gömü ve Çapak Derelerinde yatak temizliklerinin yapılarak yazımız ekinde bulunan paftalarda çizilerek belirtilen dere yatakları doğal kesitlerine kavuşturulmalı, kesitlerde daraltmaya gidilmemeli, dere yatağına müdahale edilmemeli, dere yatağında rusubat taşınımı ve mansapta dalgalanma etkisi ile oluşabilecek kesit daralmalarına karşı taşkın sezonu öncesinde, sonrasında en fazla 3 aylık dönemler halinde yatak temizliğinin yapılmasının sağlanması koşuluyla çevre düzeni planı değişikliğiyle birlikte 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı yapılmasında sakınca bulunmamaktadır." şeklinde görüş verildiği,
Plan değişikliğinin ekolojik duyarlılık ve çevre koruma ilkeleriyle bağdaşmadığı tespitine ilişkin olarak, plan değişikliğinden önce Orman Genel Müdürlüğü, Kültür veTurizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşlerinin alındığı,
Plan değişikliği için ayrı bir rapor hazırlanmadığı tespitinin yerinde olmadığı, plan değişikliği için ayrıca plan açıklama raporu hazırlamaya gerek olmadığı, gerekçe raporunun hazırlandığı,
Bilirkişilerin kendi uzmanlık alanı dışında kalan ormanlar ve yer altı suyu bilimi hakkında değerlendirmelerde bulunduğu, kişisel yorumlarda bulunulduğu,
Projeyle ilgili ÇED olumlu kararı verildiği, bu kararın projenin çevre üzerinde kabul edilebilir seviyelerinin üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığını gösterdiği,
ÇED Olumlu Kararının Danıştay On Dördüncü Dairesince tüm ÇED süreçlerinin birlikte entegre olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle iptaline karar verildiği, 25.04.2019 tarihinde, ÇED Olumlu kararı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvuru yapıldığı, dolayısıyla ÇED sürecinin devam ettiği,
Çevre düzeni planı açıklama raporunda enerji üretimi konusunda politikaların da açıklandığı, raporun VI.11.2. Enerji Üretimi (Termik) başlığı altında, dışa bağımlı enerji üretiminin ülke için tehdit oluşturduğu, bu sebeple yerel kaynak olan kömürün ve özellikle kömür kaynaklarında bulunacak metan gazı ile elektrik üretiminin ülke açısından çok önemli olduğunun vurgulandığı",
yönünde itirazlarda bulunulmuştur.

Dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde Dairemizce yapılan değerlendirme:
Davacılar tarafından ... Termik Santrali (1320 MWe), Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır. Söz konusu termik santralin yapılabilmesi amacıyla çevre düzeni planı değişikliğine konu edilen alanda, daha önce de termik santral yapılabilmesi amacıyla ÇED süreci yürütülmüş, ancak safahati yukarıda anlatıldığı üzere, bu alanın idarelerce uygun bulunmaması üzerine alternatif alanlara yönelinmiştir. Daha sonrasında, yönelinen alternatif alanların da muhtelif sebeplerle uygun olmadığının tespit edilmesi neticesinde, davalı idarece ilk başta uygun görülmeyen, çevre düzeni planına da aykırı bulunan Bartın İli, Amasra İlçesi, Gömü Köyü ve Tarlaağzı Köyü sınırları içerisinde bulunan Çapak Koyu alternatifine geri dönülmüştür. Burada yeniden ÇED süreci başlatılmış, gerçekleştirilmek istenen ... Termik Santrali ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı (Dolgu alanı ve rıhtım) projesine ilişkin davalı idare tarafından 06.102016 tarihinde ÇED olumlu kararı verilmiştir. Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin ÇED Olumlu kararının alınmasını müteakip yapıldığı belirtilmişse de, anılan kararın iptali istemiyle açılan davalarda davanın reddii yolunda verilen Zonguldak İdare Mahkemesi kararlarının temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26.12.2018 tarihli, E:2018/2806, K:2018/8205 ve E:2018/2721, K:2018/8175 sayılı kararlarında; "Bölgede planlanan projelerin çevresel etkilerinin ayrı ayrı değerlendirildiğinin görüldüğü, ancak projelerin birbirleri ile doğrudan/dolaylı bağlantılı olduğu dikkate alındığında, projelerin bölgedeki herhangi bir kaynak ve alıcı ortam üzerinde kümülatif etki oluşturma ihtimalinin ÇED Raporunda değerlendirilmediği eleştirisine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) Projesi ile ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinin ve ... Limanı ( Dolgu Alanı ve Rıhtım) projesinin entegre proje niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu projelerin çevresel etkilerinin kümülatif olarak ve aynı ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerekirken, entegre bir projenin tüm etkilerinin bir bütün olarak en başta değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin de ona göre belirlenmesi olanağının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecek şekilde, projenin parçalara ayrıldığı dikkate alındığında, "Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar)" ve ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası projesinden ayrı olarak verilen dava konusu ... Limanı (Dolgu Alanı ve Rıhtım) Projesiyle ilgili ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir." gerekçesine yer verilmek suretiyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına,, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Gelinen nokta itibariyle, 1/100.000 çevre düzeni planı değişikliğine konu edilen alanda gerçekleştirilmek istenen ... Termik Santrali ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı (Dolgu alanı ve rıhtım) projesine ilişkin ÇED kararı bulunmamaktadır. Bununla beraber, davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan dilekçede, ÇED Olumlu kararı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na 25.04.2019 tarihinde yeniden başvuru yapıldığı ve ÇED sürecinin devam ettiği belirtilmiştir.
Çevre Kanununun yukarıda yer verilen 10. maddesi ve ilgili Yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca, dava konusu planlamanın konusunu oluşturan ... Termik Santrali ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı (dolgu alanı ve rıhtım) projesi hakkında "ÇED olumlu" kararı alınmadıkça tesise ilişkin onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle dava konusu planlamanın gerekçesinin de ortadan kalktığı anlaşılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır. Bununla beraber, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu 1/1000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğine ilişkin ayrıca açıklama raporu bulunmamaktadır. Bu çerçevede, yapılan plan değişikliğinin, plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için düzenlenen, planlamadaki ilke ve esasları ortaya koyan plan açıklama raporu çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazda, plan değişikliğinden önce Orman Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görüşlerinin alındığı, dolayısıyla bilirkişilerin çevre düzeni planı değişikliğinin ekolojik duyarlılık ve çevre koruma ilkeleriyle bağdaşmadığına ilişkin tespitlerinin yersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, plan açıklama raporunun 6.5.2. sayılı maddesinde, Bartın ili için ekoturizm ve kültür turizminin ana planı kararı olarak vurgulandığı, yine plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan plan açıklama raporunun 110. sayfasında ekoturizm vurgusu doğrultusunda orman alanlarının azaltılamasının düşünülemeyeceğinin belirtildiği, önerilen termik santral - kalker ocakları ve kül depolama sahası - plan kararının Bartın İli’nin çevresel değerlerinin korunması gerekliliğiyle çelişen bir proje olduğu, plan açıklama raporunun giriş kısmında Zonguldak–Bartın–Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda planlama yaklaşımı olarak Havza Yönetimi Modeli'nin önerildiği, 9. sayfasında; "Havza ağırlıklı bir planlamanın birincil amacı; doğayı onarmak, bozulan dengeleri ve akarsu ekolojisini kurtarmak, sürdürülebilir ilişkiler düzenini güvenceye almaktır. Planlama bölgesindeki akarsu havzalarında, sanayi ve kentleşmeden kaynaklanan önemli kirlilikler bulunmakta, akarsularının debilerinin düzensiz oluşu nedeni ile bölgede taşkın, heyelan ve seller oluşmaktadır. Havzalar birer “Ekolojik Bölge” olduğu kadar, içindeki insan, mal ve hizmet akışları ile işlevsel bölge özelliğini de içinde barındırmaktadır. Dolayısı ile havza ağırlıklı bir planlamada “ekonomi” ile “ekoloji” birlikte değerlendirilmelidir. Bu planlama çalışmasında ekonomik gelişmelerin kentsel gelişmeler ile birlikte ekolojik çevreyi zedelemeden sürdürülebilir bir gelişme hedefi ile ele alınmıştır." ifadesinin yer aldığı, yine bilirkişiler tarafından İnternet üzerinden elde edilen 2017 tarihli ve ... Planlama İnş. Müh. ve Dan. Ltd. Şti tarafından hazırlanan Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektrekare olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil Şirket'in mülkiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiği, ancak çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin plan değişikliği öncesinde planlama bölgesinin bütünü için hazırlanmış olan planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı görülmektedir.
Yine bilirkişi raporunda da tespitlerine yer verildiği üzere, ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının Batı Karadeniz Havzası’nın dört alt havzasından biri olan Bartın Çayı Alt Havzası’nda yer aldığı, havza koruma eylem planlarının hazırlanması projesi kapsamında hazırlanan Batı Karadeniz Havzası Koruma Eylem Planı’nda kömür işletmeleri ve termik santrallerin Filyos Çayı için birer baskı unsuru olarak belirlendiği, ayrıca kömür işletmeleri ve termik santral faaliyetlerinin de tehditler olarak belirlendiği,. Bartın Çayı için ise endüstriyel atıksu deşarjları ve evsel atıksu deşarjlarının mevcut baskı unsurları olarak tespit edildiği, inşa edilmesi halinde ... Santrali – Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahasının da benzer şekilde Bartın Çayı için baskı unsuru ve tehdit oluşturacağı, bu baskı unusurlarının ve tehditlerin de doğal çevre üzerinde etkilerinin olacağı, Bartın Çayı Alt Havzası’nda arazi kullanımının yoğunlukla orman ve yarı doğal alanlar ve tarımsal alanlardan oluştuğu, dolayısıyla önerilen termik santral kullanımının Bartın Çayı Alt Havzası’ndaki arazi kullanımları ile uyumlu olmadığı açıktır.
Diğer taraftan, dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konumlarına ilişkin dosyada mevcut hava fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına oldukça yakın olduğu görülmektedir. Ayrıca, keşif esnasında davacı tarafından dosyaya sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, bu durumun su kaynakları açısından da bir tehdit unsuru olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan dilekçede 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde termik santralin kazı fazlası ve depolama alanına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı, bu nedenle bilirkişiler tarafından bu konuda yapılan tespitlerin dava konusuyla ilgisi olmadığı ileri sürülmüşse de, söz konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin ... Termik Santrali (1320 MWe), Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin olduğu, söz konusu termik santral kullanım kararı ile kül depolama sahasının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği, bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği, kazı fazlası ve depolama alanının da ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmayan termik santral kullanım kararının öngörüldüğü bölgede yer almasının kaçınılmaz olduğu, bir diğer ifadeyle, bilirkişiler tarafından tehdit unsuru olarak değerlendirilen hususların dava konusu edilen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğiyle öngörülen termik santral kullanım kararının doğal bir sonucu olduğu görüldüğünden, bu yöndeki itirazlara itibar edilmemiştir.
Bu itibarla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin kısmında hukuka, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yatırılan avanstan karşılanan keşif ve bilirkişi incelemesi gideri olan …- TL'nin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
3. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yatırılan keşif avansından harcanan …-TL'nin davalı idareden alınarak Maliye Hazinesi adına yatırılması ve davalı idareden tahsili sağlanabilmesi için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ile Muhakemat Genel Müdürlüğüne tebliğine,
4. Keşif ve bilirkişi avansından artan …- TL'nin Hazine ve Maliye Bakanlığı'na iadesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak vekille temsil edilen davacıya verilmesine,
6. Davalı idare yanında müdahil tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahile iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi

KARŞI OY (X):

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin ÇED Olumlu kararının alınmasını müteakip yapıldığı, plan değişikliği aşamasında ilgili kamu kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı görülmektedir.
Bilirkişi raporunda, çevre düzeni planı değişikliği ile çevre düzeni planının bir bölgesinde doğal orman alanı kaldırılarak termik santral alanının önerildiği ve burada bu kullanımla ilişkili olarak liman yapılmasının öngörüldüğü, bu yönde bir plan değişikliğinin planın açıklama raporunda verilen ve mevzuat gereği de bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı ileri sürülmektedir. Bununla beraber, dosyada mevcut olan belgelerden, söz konusu planlama sürecinde ilgili kamu kurum ve kuruluşların (Orman Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, DSİ) görüşlerinin alındığı, bu kapsamda planlamaya konu alanda 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre korunması gereken herhangi bir kültür ve tabiat varlığının ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında herhangi bir turizm merkezi veya kültür ve turizm koruma gelişim bölgesinin bulunmadığı, yine anılan projeye ilişkin 06.10.2016 tarihinde "ÇED Olumlu" kararının verildiği, anılan karar, Danıştay On Dördüncü Dairesinin 26.12.2018 tarihli, E:2018/2806, K:2018/8205 ve E:2018/2721, K:2018/8175 sayılı kararlarıyla iptaline karar verilmiş ise de, iptal gerekçesinin, Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) Projesi ile ... Termik Santrali, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası Projesinin ve ... Limanı (Dolgu Alanı ve Rıhtım) projesinin entegre proje niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu projelerin çevresel etkilerinin kümülatif olarak ve aynı ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerekirken entegre bir projenin tüm etkilerinin bir bütün olarak en başta değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin de ona göre belirlenmesi olanağının ortadan kaldırılmasına sebebiyet verecek şekilde projenin parçalara ayrılarak değerlendirilmesine ilişkin olduğu, çevresel etkilerin esasına ilişkin olmadığı görülmüştür. Ayrıca, davalı yanında müdahil tarafından bilirkişi raporuna itiraz olarak sunulan dilekçede, ÇED Olumlu kararı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na 25.04.2019 tarihinde yeniden başvuru yapıldığı ve ÇED sürecinin devam ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda yer alan bir diğer tespit, 2017 tarihli ve ... Planlama İnş. Müh. ve Dan. Ltd. Şti tarafından hazırlanan Bartın-Amasra Termik Santralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının plan açıklama raporunda, planlama sahasının toplam 304.189 mektrekare olduğunun, bunun 213.365 metrekarelik kısmının kadastro harici orman arazisi, 61.689 metrekarelik kısmının orman vasıflı hazine arazisi olduğunun belirtildiği, davalı idare yanında müdahil Şirket'in mülkiyetindeki kısmın 10.090 metrekare olduğunun, 1933 metrekarenin şahıs arazisi ve 549 metrekarenin lojman olarak hazine arazisine ait yerleri içerdiğinin görüldüğü, bu bilginin de planlamaya konu alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini gösterdiğine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu çevre düzeni planı değişikliğine konu termik santralin büyük ölçüde orman arazileri, davalı yanında müdahil Şirket'e ait parseller ve şahıs arazileri üzerine tesis edileceği anlaşılmaktadır. Çevre düzeni planında yer alan orman kaynakları ile ilgili hükümlerde, orman alanı olarak belirlenen kısımlarda 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerinin geçerli olduğu ve bu Kanuna göre işlem yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır (VI.23. Orman Alanları, Ağaçlandırılacak Alanlar (STR 10)). 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesinin üçüncü fıkrasında, devlet ormanları içinde Orman İdaresinden izin almak şartıyla gerçekleşebilecek projelere yer verilmiştir. Dosyada mevcut olan Orman ve Su İşleri Müdürlüğü'nün davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı muhatap … tarihli, … sayılı yazısından da anlaşılacağı üzere davalı yanında müdahil lehine Orman ve Su işleri Bakanlığınca 2 yıl süre ile termik santral yapımı amacıyla … tarih ve … sayılı Olur ile ön izin verilmiştir. Dosyadaki bilgiler kapsamında anılan ön izin süresinin uzatılıp uzatılmadığı tespit edilememekle beraber, söz konusu termik santralin 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine uyulmak şartıyla yapılması mümkün olduğundan, bilirkişiler tarafından ileri sürülen söz konusu çevre düzeni planı değişikliğiyle planlamaya konu edilen alanının yüzde 90 oranında orman alanına isabet etmesi hususunun tek başına bir hukuka aykırılık teşkil etmeyeceği açıktır.
Yine bilirkişi raporunda, dava konusu termik santral ve ilgili kullanımların konumları ve su kaynaklarının konumlarına ilişkin hava fotoğraflarInda da görülebileceği üzere su kaynaklarının santral ve depolama alanı gibi ilgili kullanım alanlarına olukça yakın olduğu, bunun yanı sıra, keşif esnasında davacı tarafından dosyaya sunulan haritada da görüleceği gibi kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığı, Bartın İli, Amasra İlçesi, Kaman Köyü Sondaj Kuyusu Koruma Alanı, Kavşak Grubu Su Kaynakları Koruma Alanı ve Selen Su Kaynağı Koruma Alanları ilanlarının, 22 Ocak 2018 tarih, 30309 sayılı Resmi Gazetenin sırasıyla sayfa 49, 51 ve 53’te verildiği, bu ilanlarda mutlak koruma ve ilave tedbir alanlarının şekil üzerinde işaretlendiği ve koordinatlarının sunulduğu ancak internet üzerinden ulaşılan dokümanlardan hangi alanları (örneğin ... termik santralinin kazı sahası depolama alanı gibi alanları) içlerine aldıklarının tam olarak anlaşılamadığı, bu koruma alanlarının ... santrali ve santralle alakalı tüm alanlar ile olan ilişkilerinin ortaya konmasının, herhangi bir ihlal olup olmadığının tespit edilmesi ve “İçme Suyu Temin Edilen Akifer ve Kaynakların Koruma Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği ileri sürülmektedir. Bununla beraber, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde termik santral alanı planlanmış; ayrıca plan paftasında koyun batı kısmında dolgu yapılarak liman alanı oluşturulacağına ilişkin gösterim yapılmıştır. Dolayısıyla, bilirkişiler tarafından yapılan kazı fazlası malzeme depolama sahasının bir bölümünün Kavşak Suyu Koruma alanı sınırları içerisinde yer aldığına ilişkin tespitin dava konusu işlemle bir ilgisinin bulunmadığı, bu hususların alt ölçekli planların yapımı aşamasında değerlendirileceği ve alt ölçekli planların konusunu oluşturacağı açıktır. Nitekim davalı yanında müdahil tarafından dava dosyasına sunulan teknik raporda da, uyuşmazlık konusu tesislerin Bartın Çayı Havzası su kaynakları ile bir ilişkisinin bulunmadığı, tesislerin bulunduğu sahanın yer altı suyu ve yüzey kaynakları açısından özel bir önem ve risk içermediği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, plan değişikliğine konu edilen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının açıklama raporunda, enerji üretimi konusundaki politikalara da yer verilmiştir. Anılan raporun VI.11.2. Enerji Üretimi (Termik) başlığı altında, dışa bağımlı enerji üretiminin ülke için tehdit oluşturduğu, bu sebeple yerel kaynak olan kömürün ve özellikle de kömür kaynaklarında bulunacak metan gazı ile elektrik üretiminin ülke için çok önemli olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, ülkenin enerji açığı göz önüne alındığında tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararının bulunduğu açıktır.
Bu durumda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27.10.2016 tarihinde onaylanan Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin ... Termik Santrali 1320 MWe, Kalker Ocakları ve Kül Depolama Sahası ile ... Limanı Dolgu Alanı ve Rıhtım'a ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi